6 Şubat 2010

Rokoko





Beşikçi Ekürisi üzerine yazdığım yazı da bir sonraki yazımın Rokoko üzerine olacağını söylemiştim. Sıra geldi benim için yeri ayrı olan ve bana göre şimdiden adını tarihe yazdırmış isme. Rokoko'nun yarışlarını, kariyerini ve satışı üzerine kuracağız yazımızı.

Rokoko'nun yarış hayatına geçmeden önce bir kaç şey söyleyeceğim. Her fırsatta, her konusu açıldığında Rokoko'yu ne kadar çok sevdiğimden bahsederim. Hani bazı şeyler vardır ya, onun hakkında düşünürken, konuşurken pek objektif olamayız, tarafsız kalamayız. Bu da işte böyle bir şey. Şimdiye kadarki tek sübjektif yazım olacak.

Her yarışsever gibi ben de 1 Şartlı koşuları çok severim. Koşulardan önce atların orjinlerini incelemek büyük bir zevktir. Rokoko'nun koşacağı ilk yarıştan önce de çalışmalar yapılıyordu. Cihanyandı Lütfiye'ye tıklayınca ne göreyim, Bebek Cafe'nin kardeşi. Rokoko'dan önce de koşan Cihanyandı Lütfiyeler vardı. Ama ilk defa koşmadan önce Bebek Cafe'nin bir kardeşiyle karşılaştım. Bebek Cafe benim çocukluğumda bayıldığım atlardan biriydi. Şampiyon atlar değillerdi ama Tomasino ve Bebek Cafe, üzerinden geçen yıllara rağmen bende kalıcı izler bırakmıştı. Çok sevdiğim bir atın kardeşi koşuyordu. Sabırsızlıkla yarışı bekledim. Viraj dönülürken bende hayal kırıklığı başlamıştı ancak sonrasında inanılmaz sprint... Kanatlanmak bu olsa gerek. Daha sonra derecesi dikkatimi çekti. İlk defa 47'in altına inen bir derece görmüştüm. Belki vardı ama benim ilk defa dikkatimi çekmişti. Ancak derece öyle böyle değildir. Rokoko sadece bu yarışıyla bile belki adını tarihe yazdırdı bile. 800m çimde 46,62 bitiriş derecesine sahip olan Rokoko'nun derecesi, İstanbul'da 800 metre çim yarışları için rekor olma özelliğine sahip.

İlk yarışın rekor derecesi safkanı zorlamış olsa gerek. Yaklaşık 2.5 ay yarış koşmaz. Bu zaman zarfı içinde ise bende büyük bir heyecan, koşacağı günü iple çekmekteyim. Kayıtlardan hafta hafta takip ediyorum. Ve gün gelir Rokoko A. Birdal idaresinde sıkılmadan kolay bir 3.lük elde eder. Ancak hedef büyüktür. Bir sonraki durak 1. İnönü Koşusu'dur. Startla beraber grubun en arkasına geçen safkan düzlüğü beklemektedir. Yalçın Akağaç idaresinde pistin iç tarafından sprinte kalkar. Safkan kanatlarını takmış birinciliğe doğru uçuyordur, ancak tehlike ben geliyorum demektedir. Ad Victoriam giderek bariyere doğru kaymaktadır. Rokoko'nun artık yarışı koparacağı noktada Ad Victoriam Rokoko'ya yanaşır ve atı bariyerin içine sokacak şekilde faul yapar. Yalçın da bir kaza olmaması adına kantarmaya asılarak Rokoko'yu çeker. Protesto çekilir ve kabul edilir ancak Rokoko bir birincilikten olmuştur bile.

Sıra gelir 4. koşusuna, Tay Deneme'ye. Rokoko aykırı yarışlarına rağmen hala keşfedilmemiştir. Yarışı kazanmansını canı gönülden istiyordum. Rokoko kendisine yakışan yarışı yaparak aynayı geçerken, 8,30 lira ganyanla bir sürprize imza atar. Ancak benim tekimdir. Rokoko beni yanıltmaz. Aynayı geçerken Yalçın ayağa kalkarak el sallar. Nedense hep bana el sallamış gibi hissetmişimdir.

Artık Rokoko adını duyurmuştur. SİAYVSD Koşusunu'na favori olarak katılır. Artık koşusu şeklinden bahsetmeye gerek yok. Yine arkadadır, viraj dönülünce kuyruğunu döndüre döndüre uçmaya başlar. Ancak safkanın önünde bir engel vardır. Her hadi diyişinde önünde Doku belirir, beraber hareket ederler. Rokoko bir türlü önünü açamaz. En sonunda Yalçın dışarı açılarak sprinte devam etmeyi düşünse de geç kalmıştır. Rokoko devam etse de, Kaya Busesi'ne yetişemez bir baş farkla aynada yarışı kaybeder. 6 aydan uzun süre yarışlarına ara verir.

Dönüşü KV Ergin Talay Koşusu ile olur. Eski formundan uzak görünen safkan 3.lük elde ederek toparlanmak için biraz zamana ihtiyacı olduğunu gösterir. Bu yarışla beraber Yalçın Akağaç Rokoko beraberliğinin sonuna gelinir. Rokoko bir sonraki koşusunu S. Kaya ile koşacaktır.


Dişi Tay Deneme zamanı gelmiştir. Yarışa favoriler arasında giren Rokoko beklenmedik bir rakibe çarpılır. Adana'da başarılı koşular koşan, ardından İstanbul'a gelip adını Nadas Koşusu'nda 3. olarak duyuran Chi başarılı bir taktikle birinciliğe uzanmıştır. Chi ise sonlarda diğer rakiplerini kolay ayırmış olsa da Chi'nin 2 boy gerisinde kalmıştır.

Yine de safkan hedeften sapmaz.İlk kez uzun mesafeye çıkar. Böylece Gazi için de fikir sahibi olacaktık. 2100 metre G1 Koşu. Beşikçiler'in Vedası üzerine yazdığımızda da bahsettiğimiz "fedai Little Tulip" koşuya tempo verir. Virajla beraber Chi öne düşer, bir önceki yarışın rövanşı başlar. Rokoko arkadan yavaş yavaş gelmeye başlamaıştır. 200'de yakaladığı rakibi zor da olsa aynada ayırmıştır. Blogumun ilk yazılarından biri olan analizde Gazi Koşusu için Rokoko ve Miramis ikilisin ön plana çıktığını belirtsem de "ROKOKO ise Gazi Koşusu için üst sıralara göz kırpmış olsa da bana göre kısa yarışlarındaki etkili sprintini uzun mesafe yarışlarına taşıyamamıştır."

O büyük gün gelmiş, çatmıştır. 2009 Gazi Koşusu. İlk defa akşam koşulacak yarışa Veliefendi'de ilgi büyüktür. Yarışta öne çıkanlar Rokoko, Miramis ve Monte Negro'dur. Halis Karataş'ın tercihlediği ve çok inandığı Monte Negro büyük yarıştan 13. olarak ayrılmıştır. Gazi Koşusu Monte Negro'nun son koşusu olmuştur. Gazi'den sonra henüz piste dönmemiştir. Tam bir bilgim yok, ancak bu saatten sonra dönebileceğini pek sanmıyorum. Gazi Koşusu'nda birinciliğe, beklenen de kolay bir şekilde Miramis uzanmıştır. Ama önceki yarışlarında şanssızlıklarla boğuşan, yer bulamayan, sprinte kalkamayan, bariyerlere sokulan Rokoko bu sefer de kendisine yardımcı olan ekürisine çarpılmıştır. Bu konuya da şurada uzunca değinmiştim.

Bu büyük koşudaki hayal kırıklığı ile bir müddet safkanın dinleneceğini düşünürken, safkan tekrar karşımıza çıkar. Bana göre son derece gereksiz ve riskli bir kararla Rokoko Enternasyonel İstanbul Koşusu'na katılır. Her şeye rağmen elinden gelen her şeyi yapan, canını dişine takan safkan koşuda 8. olur.

Kalitesini ispatlayan Rokoko, dayanıklılığını da gösterir. Yaklaşık bir ay sonra Ankara'da 1600 metre çim pistte Adnan Menderes Koşusu'nda koşar. Halis Karataş'ın ilk kez bindiği Rokoko çok başarılı koşarak kolay bir şekilde birinciliğe uzanır. Sevdiği mesafede Chi'yi çok rahat geride bırakmıştır. Gazi Koşusu'ndan sonra kendisine temkinli bakan yarışseverlere en iyi cevabı yine kendisi vermiştir.

Ben artık Rokoko'nun karakterinin, ideal mesafesinin bilindiğini düşünürken Rokoko'yla hiç beklemediğim bir koşuda karşılaştım. Yarışın mesafesi 2000 idi. Evet Rokoko'nun sevmediği bir mesafe. Ancak daha da ilginç olanı yarışın kum oluşuydu. Çok daha ilginci kumun en iyi atlarının toplandığı Grup 1 koşu olmasıydı. Rokoko'yu deklareden sonra görmüştüm. O kadar büyük bir üzüntü duydum ki... Yarıştan 14. olarak ayrılır Rokoko. Neresinden tutulursa tutulsun yanlış bir karardır. Atı kumda görmek isteyebilirsiniz. Sonuçta pist sentetiğe dönmüştür. Çim atları uyum sağlayabilmektedir. Ancak bu kadar sert olmasın ilk yarışı. Mesafesi kendisine uygun olsun. Yoksa performansını değerlendiremeyiz. Bu yarış Rokoko için kara bir gün olmuştur. Fark etmişsinizdir, yarışa dair bir harf dahi sarfetmedim. Ben yarışı hiç izlemedim. Sonucun bu şekilde olacağı belliydi ve buna şahit olmak istemedim. Şuan da yarışı tekrar inceliyorum ancak videoya yine dokunmadım. İzlemedim ve izlemeyeceğim de. Çok yanlış bakıyorum belki de. Ama ben Rokoko'yu sonlarda geçerken görmek istemedim. Belki de atın yarış içinde bir problemi oldu ya da faullere maruz kaldı da bu sonuç ortaya çıktı. Öyle bir şey olduysa da en fazla yazık olmuş diyebilirim.

Son yarışı herkesin hatırlayacağı bir yarış oldu. Yarışın favorisi Kurtiniadis'tir. Son 400 Deha'nın kaçması, Kurtiniadis'in kovalaması şeklinde geçer ama Deha'yı ayıramaz. Düzlük üzerinde Deha'nın Kurtiniadis'e yaptığı hareketler sonucunda koşuya protesyo çekimişti. Ancak koşuda faul olmadığına karar verildi. Bu kararla beraber yarışseverler ikiye bölündü ve koşu üzerine uzun süre tartışmalar yapıldı. İşin gerçeği ise Rokoko bir türlü atağa kalkamamış, düzlük üzerinde sürekli içeri yatarak jokeyini uğraştırmış olmasıydı.

Bu yarış Rokoko'nun son koşusu olur, yeni yılda da henüz koşmadı. Sonraki gelişmeler ise biliniyor. Beşikçi Ekürisi sektörden çekilme kararı alır. Derya Beşikçi'nin vefatından sonra bu karara varan aile Rokoko dahil tüm atlarını satışa çıkarır. Satış ilanında Rokoko için bir fiyat belirlenmemiştir. Ancak Rokoko'nun ne olursa olsun alıcısı çıkacaktı. Rokoko'yu sektöre yeni yatrımlarla girmeye çalışan Cavanşir Mehmetoğlu alır. Bu muhteşem atın satış bedeli kesin bir bilgi olmamakla beraber 400.000 civarındadır. Adını daha önce Beran'ı alarak duyuran bu isim Rokoko'yu da ekürisine katmıştır. Eğer başka bir isim adına koşulmuyorsa mevcut atı da sadece Beran.

Beşikçiler'in satış kararına bakmıştık. Ben Rokoko'yu yarış hayatının sonuna dek kendisine çok yakışan Sarı-Kırmız forma altında görmek isterdim. Çünkü atlar formalaraıyla da özdeşleşiyorlar. Nasıl ki Bold Pilot dediğimizde hemen aklımızda beliren şekilde Halis Karataş'ın üzerinde taşıdığı mavi siyah forma varsa, Rokoko'yu da başka forma ile koşarken düşünemiyorum. Ama yarışsever olarak elim kolum bağlı. Keşke aile de benim gibi düşünüp, Rokoko'yu koşmaya devam etseydi.

Hiç farkına varmadım, neredeyse 2 saat olmuş yazıya başlayalı. Rokoko için ne yazsam, ne kadar anlatsam azdır. Bu kadar sevdiğim bir at için yazdığım yazıyı sonlandırmak da çok zor. Başlığa dahi isminden başka bir kelime yazmak istemedim. Benim artık tek isteğim Rokoko'nun yeni sahiplerince de itinayla bakılması ve uzun bir yarış hayatına sahip olması. Başarılı olmasını temenni etmeye gerek bile duymuyorum, biliyorum, muhteşem koşularına devam edecektir.

Seni bekliyoruz Rokoko. Sen nice başarılara imza at, biz de senin için seve seve sayfalarca yazı yazalım. Rokoko'nun yakın zamanda, o çok yakıştığı çim pistte dönmen dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails