30 Eylül 2009

Yeni Hipodromumuz Hayırlı Olsun


Ülkemiz atçılığını ileri götürmesi amacıyla yapılan Türkiye'nin 8. Hipodromu bugün resmi törenle açıldı.
Bakan Eker'in de katıldığı açılış töreninde konuşmalar apıldı konserler verildi. Kısaca alışılageldik bir açılış oldu. Ancak önemli bir tarihde açılan bu hipodromda, açılışa hükümeti daha üst kademeleriyle katılmasını beklerdim. Açılım açılım diye yıkılırken ortalık, bir açılım oluyorsa bu açılım kalbi olan bir şehirde Başbakan'ın Cumhurbaşkanı'nın bulunması vereceği mesajlar açısından çok öneliydi. Bence önemli bir treni kaçırmış oldular.
Diyarbakır Hipodromu'na genel olarak bakarsak Türkiye'nin en geniş alana sahip olan hipodromu olduğunu görüyoruz. Artık benimsediğimiz üzere çim pist yok. 160 metreilk kum pistte yarışlar koşulacak. Şu an için 10 yarış günü planlanmış durumda.
Hipodromun açılışı dolaysıyla yapılan konuşmaların buluşma noktası bölgeye, özellikle Diyarbakır'a sağlanacak olan katkı oldu. Gerekten de bir çok kişiye yeni ekmek kapısı açılmış olacak. Ancak burada da temennimiz bir tekelleşme olmaması. Buna yapacak bir şey yok, önlem alınamaz. At sahipleri başta olmak üzere seyislere kadar, hipodromdaki olanakları bir kaç aile domine etmemeli.
Umarım her şey planlandığı, tahmin edildiği gibi olur ve hem bölge hem de ülke için hayırlı bir yatırım olur. Çünkü çok büyük paralar aktarıldı. Hipodromdan çok şey bekleniyor. Ben de yazımı Bakan Mehdi Eker'in açılış konuşmasındaki cümleleri tekrarlayarak bitireyim: "...projenin gerçekleşmesinde emeği geçen TJK’nın gerek önceki yönetimine gerekse şimdiki başkanı Behçet Homurlu ile yönetim kuruluna ve kulübün asli üyelerine, at sevdalılarına profesyonel kadroya teşekkür ediyorum."

29 Eylül 2009

Karataş Röportajı

Ben her zaman, basınımızın at yarışlarına karşı olan duyarsızlığını eleştirmişimdir. Yıllardan beri bu düzen hiç bozulmamış, at yarışları sadece bülten ve puanlama olarak sayfalarda kaldı. Spor medyasını ise, at yarışı siteleri hariç, at yarışlarına tamamen ilgisiz kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak geçen hafta yayınlanan bu röportaj umarım bir kırılma noktası olur ve bundan sonra at yarışı spor kanallarında, sitelerinde yer bulmaya başlar.

Bir çok ajansta da yayınlanan röpörtajı NtvSpor'dan eksiksiz bir şekilde aktardım. Bu röportaj üzerine yorumlarımız ilerleyen zamanda olacak.



Karataş: Yavuzhan ve Bold Pilot'ın yeri ayrı

En son 3 bin 300'üncü birinciliğini hatırlayan yarışseverlerin ''Sihirbaz'' lakabını taktığı ünlü Jokey Halis Karataş, kazandığı başarılarla efsaneleşmiş şampiyon at ''Yavuzhan'' ile ilk Gazi Koşusu'nu kazandığı at ''Bold Pilot''ı unutamadığını söyledi.

Yarışseverlerin favori olmayan atları bile birinci getirmesiyle ''Sihirbaz'' lakabını taktığı ünlü jokey Halis Karataş, birinciliklerini sayamadığını belirterek, en son 2006 yılında 3 bin 300'üncü birinciliği kazandığının kendisine söylendiğini kaydetti.
Karataş, jokeylikte önemli olanın atın istediğini verebilmek olduğunu vurgulayarak, jokeyin atla yekvücut olması halinde başarılı olacağını, ikisinden birinin vücudunda bir hastalık varsa bunun sonucu olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Jokeyliğin stresli, bir o kadar da tehlikeli bir meslek olduğunu dile getiren Karataş, ''37 yaşındayım ve meslek hayatımın 22'nci yılındayım. Bazı zamanlar yaşadığım zorluklara ya da attan düşerek hayati tehlike atlatmama rağmen atları ve camiayı sevdiğim için bırakamadım. Benim yerimde bir başkası olsaydı belkide 10'uncu yılda bırakırdı. Ben jokeyliği 'şu zaman bırakırım' diye bir tarih belirlemedim. Sağlığım elverdiğince bu işi yapacağım'' dedi.


ALTIN KAMÇI ÖDÜLÜ
Halis Karataş, yarışseverlerin kendisine sihirbaz demesinden mutlu olduğunu ama sihirbaz olmadığını, sadece işini çok iyi yapmaya çalıştığını ifade ederek, ''Bazıları, bazılarının Türkiye'nin en iyisi olduğunu söyleyebilir. Tek gerçek var, o da istatistikler. İstatistiklere bakılarak en iyi jokey kimmiş görülebilir. 2006'da Hipodrom TV'de bir programa çıktığımda, 3 bin 300'üncü birinciliğimi kazandığım bana söylenmişti. Jokeyliğe başladığım zamanlarda jokeyleri motive etmek için 'Altın Kamçı' ödülü verilirdi. Ben aprantilikten jokeyliğe geçtikten sonra bu ödülü peş peşe almaya başladım. Ödülü her yıl benim almam üzerine, tertip komitesi ödülü kaldırdı.'' şeklinde konuştu.

Kariyeri boyunca yurt içinde ve dışında yüzlerce ata bindiğini belirten Karataş, Türk yarışçılığında kazandığı başarılarla efsaneleşmiş şampiyon at ''Yavuzhan'' ile ilk Gazi Koşusu'nu kazandığı at ''Bold Pilot''ı unutamadığını söyledi.

Şampiyon olmamış ama binmekten keyif aldığı atların da bulunduğunu dile getiren Karataş, ''Son gözdelerimden biri 'Turbo'. 'Turbo'ya da benim binmemi istediler. Ben de tereddütsüz kabul ettim. Şimdilik başarıyla biniyorum, umarım uzun sürede binerim. 'Kafkaslı'ya geçildiğimiz yarışla ilgili aslı olmayan birçok şey söyleniyor. Bunlar da beni üzüyor. 'Turbo', 21 yarış beklememiş bir at. O koşuda beklemek olmaz. Bugün aynı şeyi yine yaparım. Zaten ülkemizde jokeylerin en büyük sıkıntısı bindikleri atlardan çok, kendilerinin konuşulması. At yarışı yorumcularının bazıları başta olmak üzere camiada dereceye göre yorum yapanlar var. Kimse atın kalitesini ya da o günkü performansını konuşmuyor.'' dedi.

YATIRIMLAR GAYRİMENKULE
Halis Karataş, prensipleri gereği hayatında hiç altılı ganyan oynamadığını ama jokeyliği bıraktığında küçük paralarla keyif için oynayabileceğini ifade ederek, at yarışları dışındaki en büyük uğraşının bilardo olduğunu, karşılaşması durumunda Semih Saygıner ile üç bant bilardo oynamak istediğini söyledi.
Kendisiyle ilgili en çok merak edilenlerden birisinin de kazandığı para olduğunu dile getiren Karataş, ''İkramiyelerde yerinde sayıyoruz. 2000 yılındaki ikramiyelere koşuyoruz. Ekonomik kriz herkesi etkilediği kadar beni de etkiledi. Neticede paramız 3 liraysa 1 liraya indi. Kazancımı gayrimenkule yatırıyorum. Bunun yanında jokeyliği bıraktığımda atçılığa devam edeceğim için Adapazarı'nda çiftlik kurdum. Burada eşimle beraber at yetiştirmeye başlayacağım'' diye konuştu.

TÜRK YARIŞÇILIĞI KURUMSALLAŞIYOR
Önceki senelere kıyasla Türk atçılığının daha iyi bir yerde olduğunu vurgulayan Karataş, ''Bugün 8 şehrimizde hipodrom var. Bunların bazılarında gece koşuları yapılıyor. Yarışlar, her gün iki ayrı kentten televizyon yayını ile canlı olarak veriliyor. Bunlar Türk atçılığının kurumsallaştığının göstergesi. Artık yapmamız gereken, iyi atları çoğaltmak. Çünkü, yarışsever iyi at görmek istiyor. Mesela 'Turbo' İzmir'de koştuğunda sadece o yarışa bir yığın insan geldi ve o koşudan sonra gitti.'' ifadelerini kullandı.
Halis Karataş, kendisine bir veliaht belirlemediğini kaydederek, Gökhan Kocakaya, Deniz Yıldız ve Akın Sözen gibi genç jokeylerin ilerisi için ümit vadettiğini ama genç jokeylerin bir sene başarı elde edince ''Ben Oldum'' dememesi gerektiğini de kaydetti.

28 Eylül 2009

70.Hatay Koşusu'nda Cangıl



3 Yaşlı Arap atlarının önemli sınavı olan Hatay Koşusu'nda sürpriz bir netice çıkmadı. Beklenildiği gibi koşuyu bu senenin başarılı atı Cangıl, jokeyi Selim Kaya ile kazanmayı başardı.


1600m çim pistte gerçekleştirilen 250.000 lira 1.lik ikramiyesi olan koşuda 2. Büyünün Oğlu, 3. Eryaman, 4. Gündüzhan oldu.


Geçen sene Turbo'nun kazandığı bu koşuda Cangıl, yaptığı etkili sprinti ile rakiplerini kolay bir şekilde geride bırakırken, artık vites büyüteceğinin sinyalini verdi. 4'lülüğüne de az kalan safkan kendinden büyük atlarla da mücadele edebilecek güçte olduğunu gösterdi. Cangıl artık kendi jenerasyonuna fazla.

Şampiyonlar Şampiyonu Miramis Oldu




Pazar günü gerçekleştirilen 56. TJK Koşusu'nu yeni jokeyi Halis Karataş'la Miramis kazanmayı başardı. Ülkemizin önemli atlarını geride bırakarak da gücünün onlardan az olmadığını gösterdi.


3 ve yukarı İngilizlerin katılabildiği bu önemli koşu 3 Gazi Şampiyonu'nu karşı karşıya getirdi. Inspector, Pan River ve Miramis bu önemli mücadelee kozlarını paylaştılar. Bunlara bir de Gazi'yi burunla kaybetmiş Annosh'u da eklediğimiz de neredeyse 4 şampiyon yarışmış oluyordu.


Yarış beklenildiği gibi hızlı bir şekilde başladı. Exodia'nın yaptığını bu sefer de Led Zeppelin yapmaya çalıştı. Ancak bu sefer arka grup da çok uyumadı, Led Zeppelin de çok arayı açamadı.

Son viraja doğru yarışa Inspector ağırlığını koymaya çalıştı ancak içinen ve dışından gelen rakiplerine direnemedi. Açıkçası Başbakanlık Koşusu'ndan beri Inspector'un toparlanamadığını görüyoruz. O zorlu mücadelede safkanın çok yıprandığı açık.


İçten yer bulamayabilir denilen Miramis, jokeyin başarılı idaresiyle bariyer dibini almayı başardı ve daha sonra dışından gelen Pan River'ın her atağına cevap vermeyi bildi. Grubun tek 3'lüsü olan Miramis büyüklerini geçerken son derece formda göründü. Gazi sonrası kaybettiği ve G. Kocakaya'nın attan inmesin sebep olan yarıştan yaklaşık 1.5 saniye daha iyi koşan Miramis Gazi'den sonra tekrar o gücüne ulaşabileceğini gösterdi.


Yarışın dikkat çeken ismi ise Doğanbey oldu. Güçlü rakiplerinin yanında, birinciyle aynı saniyede yarışı bitiren Doğanbey biraz daha uygun rakipleri arasında çok etkili olacaktır.

27.09.09

İSTANBUL

DOĞANBEY: TJK Koşusu'nda çok güçlü rakiplere mücadele etti. 4. oluren koşuyu kazanan Miramis'le aynı saniye içinde yarışı bitirmesi ise bir sonraki yarışında bir alt grupta birinciliğe çok yakın olduğunu gösterdi.

KOLÇAK: Ankara'daki ilk çim mücadelesinde H. Karataş idaresinde koşmuş ve inanılmaz faullere maruz kalmış, yol bulamayınca da sprintini atamamıştı. DÜn ilk kez çıktığı İstanbul pistinde zorlu rakpilerle Hatay Koşusu'nda mücadele eden Kolçak güzel koştuğu yarışta son anda 4. kaybederken bu gruplarda dahi her an etkili bir yarış çıkarabileceğini ortaya koydu. Dikkate alınmalı.

19 Eylül 2009

18.09.09

İSTANBUL

JARDEL: Geçen sene kısa mesafelerde başarılı yarışlarını izlediğimiz safkan 4 aylık arada sonra koştuğu 7 yarışta da başarı elde edememişti. Ancak dün koşulan, tempoyu kendisinin verdiği yarışta son anda 2.liği kaptırdı. 1200-1400 metrede takip edilmesi gereken bir at. Özellikle uygun bir kiloda çıktığı gibi yarışı alabilir.

16.09.09

İSTANBUL

DOCTOR'S DANCER: Uzun aradan sonra koştu. İlk defa çıktığı çim pistte düzlükte önü zaman zama kapanmasına rağmen güzel bir sprint atarak bruli'nin kazandığı yarışta 7. olan safkan formu daha iyi olduğu zaman iyi işler yapabileceğinin ilk sinyalini verdi.

DELİKOR: Çarşamba günü ilk koşusuna çıkan safkan düzlükte çok çok etkili gelemese de iyi bir at ilenimi verdi. Sprintini neredeyse son 400'ün tümüne yayan safkan, akıcı görüntüsüyle olumlu görüldü. Gerçek gücünü sonraki yarışlarda göreceğiz. İlk yarışan bir şey söylemek zor. Ancak ilk yarışı bana güzel geldi.

18 Eylül 2009

Ankara Koşusu Last Story'nin

12 Eylül günü koşulan, önemli Ankara Koşusu'nu Last Story kazanarak sürpriz bir sonuca imza attı. Ganyan yönünden oldukça cazip olan safkan benim için ise beklenen bir sonuçtu.

Öncelikle bir konuya değinmek istiyorum. 3 yaşlı İngilizlerin katıldığı 2800m çim pistteki G1 yarışı, koşan atlar itibariyle adına yakışmayan kalitede gerçekleşti. Ülkemizdeki Triple Crown'un 3. ve son ayağı olan bu yarışa katılımın daha yüksek olması beklenirdi. Her ne kadar Triple Crown yapma ihtimali olan safkan, önceki 2 yarışta kalmamış olsa da, en azından Tay Deneme'lerden, Gazi'den, Kısrak Koşusu'ndan daha çok katılım olmalıydı. Gazi Galibi Miramis, Kısrak Galibi Live Well, Erkek Tay Deneme Galibi Invincible Son ve Dişi Tay Deneme Galibi Chi... Hiç biri Ankara Koşusu'nda yok. Her ne türlü bahaneye sarılınılırsa sarınılırsın bu bile atlarımızın dayanıklılığının-gücünün giderek azaldığını gösteriyor.

Yarışa gelirsek, bu önemli koşu için zayıf olarak tabir edebieceğimiz grupta yarışın favorisi olan Zeev'in startta klması büyük bir şok yarattı. Yarışın temposunu Mean Machine verirken daha yeni yazdığımız, sahiplerinin daha özenli koşturulmasını dilediğimiz Aeneas yine sıradan bir atmış gibi dinlenemeden çıktığı yarışı 2. sırada takip etti. Zorlu bir mesafedeki yarışta düzlüğe gücü kalmış bir şekilde çıkabilen ender safkanlar Last Story ve Öz Salvador ilk iki sırayı aldılar.

Last Story bu yarışa kadar 18 yarış koşup 5'ini kazanmıştı. Son dönemlerde grup yarışlarda kendini göstermeyeçalışan safkan bende uzun koşamaz izlenimi yaratmıştı. Ancak 2100m çim pistte koştuğu Özdemir Atman Koşusu'nda Rokoko ve Chi'nin arkasındaki 3.lüğü dikkat çekmişti ve Kara Kaplı Defter'imize de adını yazmıştık ve beni yanıltmadı.

İlk grup birinciliğini böylesine önemli bir G1 koşuda kazanan safkanın başarılarının devamını diliyoruz.

17 Eylül 2009

Özür

Önce benden daha sonra da siteden kaynaklanan sorunlar nedeniyle yazılarda yaklaşık 10 günlük bir boşluk oluştu. Bu aksamayı en kısa sürede telafi edeceğim. Yazılara yarından itibaren tekrar başlayacağım. Bu tür sorunların bir daha üst üste gelmemesi dileğiyle...


Son Viraj Dönülüyor

8 Eylül 2009

Jokeylerin Enternasyonel Kazançları


Enternasyonel Yarışlar'ın üzerinden neredeyse bir hafta geçti. Yarışların değerlendirilmesi çok kez yapıldı. Bir de jokeyler bakalım. 6 yarıştan oluşan Enternasyonel Yarışlar'da kim en çok geliri elde etti.

Enternasyonel Anadolu Koşusu

1.Balius- 250,000$, Dettori 25,000$

2.Derviş Ağa-100.000$, Yalçın 10,000$

3.Berathan-50.000$, Gökhan Kocakaya 5,000$

4.Beran- 25.000$, N.şen 2,500$


Enternasyonel IFAHR Koşusu

1.Badad 100.000$, C.Nora 10,000$

2.Şimşeğinoğlu 40.000$, Gökhan 4,000$
3.Nakomys 20.000$, N.Callan 2,000$

4.Yücelay 10.000$, Karataş 1,000$


Enternasyonel İstanbul Koşusu

1.Evas Quest 250.000$, A.Munro 25.000$

2.Damaniyat Girl 100.000$, Dettori 10.000$

3.Wilside 50.000$, Peslier 5.000$

4.Berraksu 25.000$ S.Boyraz 2,500$


Enternasyonel Topkapı Koşusu

1.Pressing 600.000$ N.Callan 60.000$

2.Dream eater 240.000$ Buick 24.000$

3.Sabırlı 120.000$ A.Sözen 12.000$

4.Kurtiniadis 60.000$ Selim 6.000$


Enternasyonel Boğaziçi Koşusu

1.Halicarnassus 400.000$ A.Munro 40.000$

2.Pan river 160.000$ S.Boyraz 16.000$

3.Sassoalora 80.000$ G.mosse 8.000$

4.Annosh 40.000$ Selim 4.000$

Enternasyonel Malazgirt Koşusu

1.Turbo 150000$ Karataş 15.000$

2.General 60.000$ Bouland 6.000$

3.No risk al Maury 30000$ Hills 3.000$

4.Dariya 100.00$ Sogorb 1000$



Toplam:

Munro: 65,000
Callan: 62,000

Dettori: 35.000

Buick 24.000

S.Boyraz 18,500

Karataş 16,000

A.Sözen 12,000

Y.Akağaç, Selim, Nora: 10,000

Kocakaya 9,000

G.Mosse 8,000

Bouland 6,000

Peslier 5,000

Hills 3,000

N.Şen 2,500

Sogorb 1,000


Enternasyonel Yarışlar'da jokeyleri kazançlarına göre sıraladığımız zaman doğal olarak yabancıların ilk sıraları doldurduğunu görüyoruz. Türk Jokeylerimizden tabelaya giren olmadığı listede birincilik ufak bir farklada olsa 2 yarış kazanan A.Munro'nun oluyor. Hemen 3.000$ gerisinde N.Callan 2. olurken diğer rakiplerinden bayağı ayrılmış gözüküyorlar. En yakın rakipleri Dettori olurken gelir farkı ise yaklaşık 30.000$.

Yerlilerden en iyi performansı S. Boyraz sergilemiş ve bir 2.lik bir 4.lük ile topladığı 18,500$'lık gelir ona Türk Ligi Şampiyonluğu'nu getirdi.

Toplamda 6 yarışın koşulduğu buna bağlı olarak 24 pozisyonun açıldığı Festival'de bu 24 tabela yeri 17 farklı jokey tarafından doldurulmuş. Bu da bir-iki jokeyin festivali (Kazanç yönünden değil,tabela içinde yer bulma yönünden) domine edemediğini gösteriyor.
Kazanç hesaplamasında ülkemizde geçerli olan %10 kuralı geçerli kabul edilmiştir. Jokeylerin aldıkları özel primler vs. hesaplamaya katılmamıştır.

7 Eylül 2009

Büyük Taarruz'da Aeneas Efsanesi



Dün gece İstanbul Veliefendi'de koşulan Büyük Taarruz koşusu sürpriz bir sonuçla bitti. Yarışı Aeneas, jokeyi Yücel Bilik'le kazanırken büyük bir sürprize imza attı. Bu tarzda, uzak fark yaparak yarşı bitiren ve şampiyonları avlayan atların yarışları uzun süreler konuşulur. Aeneas'ta tarihteki efsanesi gibi dün de yarışta bir efsane yazdı.


Yarış, anlamında dolayı zaten çok önemli. Dünkü yarışı daha da önemli, biraz da ilginç hale getiren ise Gazi Şampiyonu Miramis ile Gazi Koşusu'na kaydını yaptırmayı unuttuğu için katılamayan Adonise'nin karşı karşıya gelmesiydi. Adonise'nin Gazi'ya katılması halinde çok şanslı olacağı konuşuluyordu. Miramis ise Gazi Koşusu'ndan sonraki ilk mücadelesine çıkıyordu. Zaten yarış başlyana kadar da bu iki safkan yarışa ağırlığını koymuştu.


Yarışın hızlı başlaması mutemeldi. Ancak Exodia'nın startla beraber bu kadar alıp başını gitmesini tahmin etmek zor olurdu. Zaten M.Kaya o kadar uzun süre teşviğe devam etti ki kapanması imkansız farka doğru gidiyordu. Farkı çok çok uzak yapma çabasına ise bir attan karşılık eldi. Aeneas ufak ufak rakibine yaklaşıp onun arkasında yarışı ötürdü. İnsiyatif alıp bu şekilde koştuysa jokeyi Yücel Bilik'i kutlamak gerekir. Öndeki iki atın arkayı çok uzak yapması çoğu insana bu atların sonlarda duracağı izlenimini vermiştir. Çünkü muazzam bir tempo vardı yrışın başında. Aeneas'ı yakından takip eden ve beğenen bir kişi olaraksa ben Exodia dursa bile inatçı stiliyle sonlarda da devam edebilecek Aeneas'ın arkadaki safkanlar için tehlike olacağını biliyordum. Çünkü Aeneas çok karakterli ve güçlü bir at. Düzlükte geçildiği atı sprint atarak tekrar geçtiği, 600-700 metre çalışmasına rağmen sprint atan rakiplerini yanına alıp onlara direnebilen bir safkan.


Normal şartlarda Aeneas'ın Miramis ve Adonise gibi rakipleri geçebilmesi düşük bir ihtimal. Ancak yarış öyle bir şekilde gelişti ki... Herhalde yarıştan önce Aeneas'ın sahipleriyle, ilgilileriyle konuşulsa, yarış nasıl gitse sizin için iyi olur deseler kesinlikle bu tarz bir tablo ortaya çıkarırlardı. Yarışın gidişatı Aeneas için biçilmiş bir kaftan oldu. Düzlükte özellikle Miramis'in güçlü sprinti olsa da açılan farkı kapatmaya yetmedi. Benim duracak diye düşündüğüm Exodia bile 2.liği son metrelerde Miramis'e verdi.


Ben Aeneas'ın özel bir safkan olduğunu düşünüyorum. Elbette bu yarışı kazanmasını ben de beklemiyordum ama Aeneas'ın gerekn ilgiyi görmediği kanaatindeyim. O kadar çok yarış koşturuluyor ki, safkan gerçek gücünü göstermeye fırsat bulamıyor. Anlamsız yarışlar koşmadığı, yarış seçtiği taktirdi adından çok söz ettirebilecek bir safkan Aeneas. Bu başarısından dolayı da safkanı ve jokeyini kutlayıp, daha özenli koşturulmasını diliyorum.

5 Eylül 2009

Enternasyonel Koşuların Analizi 3

Enternasyonel İstanbul Koşusu

Enternasyonel Yarış Festivali'nin birinci gününün kapanış mücadelesiydi. İlk gün için en çok ümit taşıdığım yarış açıkçası burasıydı. Özellikle Rokoko'nun çok başarılı koşacağına inanıyordum. Kimilerine göre Rokoko iyi koşmuş olabilir, 8.ciliği sürpriz olmamış olabilir. Bana göre gerçek derecesi bu değil. Rokoko'nun bu gruplarda dahi çok daha iyi yerlere gelebilecek kapasitesi olduğunu savunuyorum. Ben hala Rokoko'yu 2 yaşındaki mükemmel sprintleriyle hatırlıyorum. Bundan sonra toparlanmasa da Rokoko benim için her zaman ayrı bir yerde olacak. Yine de biliyorum ki Rokoko Gazi'nin yaralarını sararak, kıa ve orta mesafelerde gerçek kimliğine bürünecek.


Genelde ilk satırlar kazanan ata ve kısa bir özete yöneliktir. Bu sefer Rokoko'ya bir ayrıcalık tanıdık. Gelelim koşuya. Geçen sene Enternasyonel İstanbul Koşusu'nu kazanan Berraksu, ünvanını korumak için çıktığı yarışta yine liderliği alıp, koşuya tempoyu veren isim oldu. Eva's Request ve Wilside hemen Berraksu'nun arkasında yarışı 2 ve 3 olarak götürdü. Rokoko yarışı arka sıralarda takip ederken, yarışın 2.si lan Damaniyat Girl ise yarışı neredeyse en arkada takip ediyordu.


Virajın dönülmesiyle beraber Berraksu'yu ilk yakalayan Wilside oldu. Bu ikili müthiş bir mücadeleye giriştiler. Zaten mücadele aynaya kadar devam etti. Bu iki safkanın dışına çıkan Eva's Request ise çok kolay olmasa da rakipleri geçip fotoya ulaşan ilk isim oldu. Yarışı çok gerilerde takip eden 3 yaşlı Damaniyat Girl ise muazzam bir sprint attı. İçeri dışarı atı çeke çeke, sürekli yol arayarak, sürekli pistte yer değiştirerek sprint adan safkan uygun bir kulvar bulması halinde kesinlikle yarışı kazanacaktı. Seneye ülkemize tekrar gelirse kesinlikle ismi tekrar gündeme gelecektir ve yarışa favori olarak girecektir.


Ön sıralarda tutulan ülkemiz atlarından Chi, Rokoko ve The Rising yarışı birbirlerine çok yakın bitirdi. 3 at dayarışseverleri hayal kırıklığına uğrattı. Nihalim'i ise anlamak mümkün değil. Gazi Koşusu'nda 2. olmuş bir safkan, çok da iyi koşarken o kadar kötü hale geldi ki tanımak na mümkün. Nihalim'in toparlanması lazım. Hele ki Ribella'dan sonra çok öne çıkan bir kısrağımızın olmadığı dönemde...


Ayakta kalan tek safkanımız bu yarışta Berraksu oldu. Zaten o da olmasa, gelen 4 yabancı at tabelayı doldurup ülkelerine dönecekti.


Ben seneye bı yarışta daha şanslı olacağımızı düşünüyorum. Jenerasyonun değişmeye başlaması bu yıl için bir başarı getirmedi. 4'lülüğünde daha oturmuş bir Rokoko öncülüğünde bu jenerasyonla bu tarz yarışlarda daha başarılı olabileceğimizi düşünüyorum. Ancak itiraf etmeliyiz ki bu yarış da bizim için tam bir felaket oldu.

4 Eylül 2009

Enternasyonel Koşuların Analizi 2

Enternasyonel IFAHR Koşusu

Bu sene 3.sü koşulan Ifahr Koşusu'nda bu sefer yabancılar kazandı. İlk iki koşuyu sırasıyla Kafkaslı ve Bozdoğn kazanmıştı. İlk kez ikramiye ülke dışına çıktı. Badad gerçekten kaliteli bir attı ve koşuya da iddialı bir şekilde geliyordu. Bu yüzden sonuç normal.


Ganyanlara baktığımızda Badad da Kafkaslı da 1,60 ganyan ile sahaya çıktılar. Gerçeten yarışseverler de bu iki safkanı ayırmışlardı. Badad kendisine güvenenleri yanıltmazken, Kafkaslı tam bir hayal kırıklığı oldu. IFAHR adına düzenlenen bu koşuda, IFAHR'ın sitesine girdiğinizde en çok ikramiye toplamış safkan olarak Kafkaslı'yı ana sayfada görürüsünüz. Ancak Kafkaslı, sitesinde ilk sayfada olduğu organizasyon adına düzenlenen bu koşuda hiç yoktu. Selim Kaya'ya yapılan eleştirilen büyük bir bölümünü, yarışı çok geride takip ettiği görüşü oluşturuyor. Kafkaslı son viraj dönüldükten sonra önünde bulunan (gerileyen Dayala hariç) kimseyi geçemedi ve yarışı 6. olarak tamamladı. Kabul etmek gerek ki Kafkaslı zaten problemleri olan bir safkan. Bir de yaşının ilerlemesi eklenince... Kafkaslı'nın bu yarışı ölçü alınmayacak olsa bile Kafkaslı hiç bir zaman eski Kafkaslı olmayacak. Bana göre yarışseverin de Kafkaslı'ya olan güveni azalmaya başlayacaktır.


Yarışın 2.si olan Şimşeğinoğlu ise büyük bir iş başarmış oldu. 600'e doğru Gökhan Dayala'dan liderliği çalıp yürümeye başladı. Berathan'da da yapmaya çalıştığı yarışı çalabilir miyim düşüncesiyle düzlüğe önde çıktı. Önce, yanına tutarak gelen Hızlıtay'ı ayırdı. Dışardan gelen Badad'a bir şey yapamayan Şimşeğinoğlu, içinden dalan Nakomys'e geçilmesine rağmen jokeyinin yoğun gayretiyle geri gelip 2.liği fotoda kurtardı.Ülkemizdeki Enternasyonel Yarışlar'da yavrularını defalarca izlediğimiz Amer'in kızı Nakomys ise yarıştan 3. ayrıldı. Son anda Hızlıtay'ı geçen Yücelay da tabelayı tamamladı.


Anadolu Koşusu'ndan sonra bir hayal kırklığı da bu yarışta yaşadık. IFAHR Koşusu'nda ülkemize gelen atların çok iyi koştuğunu söyleyemeyiz. Ama yarışı çalma düşüncesindeki Şimşeğinoğlu dışında da bu ikilinin arasına girebilecek at yoktu, ki o bile giremiyordu. Tabi Kafkaslı'nın bekleneni ortaya koymaması da yarışseverleri üzen bir nokta oldu.

Enternasyonel Koşuların Analizi 1

Enternasyonel Anadolu Koşusu


Enternasyonel Yarış Festivali'nin açılış mücadelesiydi Anadolu Koşusu. YArıştan önceki değerlendirmemizde Türk Atlarının önde olduğunu, zaten 2 yabancı safkanı yarışa katıldığını ve Philatelist'in etkili olamayacağını, ağırlıklı olarak çim pistte koşan Balius'un sentetiğe uyum sağlaması halinde başarılı olabileceğini yazmıştık. Yarışı kazanma ihtimali olan tek yabancı at Balius da aynayı önde geçen safkan oldu.

Beklenildiği gibi Doğubeyi yarışa hızlı başlayıp liderliği aldı ve alıştığımız stiliyle koştu. Ancak beklenenin aksine kimse Doğubeyi'ni önde rahatsız etmedi. Beran da önceki yarışlardaki hatasını sonunda anlamış olacak ki arkada beklemeyi tercih etti. Yarışı Doğubeyi'nin arkasında takip eden Berathan, yarışı çalma düşüncesiyle Doğubeyi'ni erken ayırmaya çalıştı ve 800'e doğru yürümeye başladı. Bu hamle Doğubeyi'ni kısa sürede yarıştan düşürürken, yarışı ön grubun içinde takip eden Balius'a yaradı. Doğubeyi-Berathan kapışmasından uzakta kalmamak için Dettori'nin teşvik ettiği safkan 400'e gelinirken Berathan'ı yakaladı ve mücadele dahi etmeden rakibini ayırdı.

Kolay bir birincilik elde eden Balius yaklaşık 5 boy farkla fotoyu önde geçerken, en azından ikincilik isteyen Berathan Doğubeyi'ne erken saldırmasının faturasını Derviş Ağa'ya geçilerek ödemiş oldu. Yine öne çıkmaya çalışmayan ve yarışı gerilerde takip eden Beran, tempoya uymamasının ödülünü 4.lük elde ederek aldı. Fair Son ise eski günlerin çok gerisinde kaldığını gösterdi. Gerçek bir Fair Son'ın bu yarış için birincilik mücadelesi yapmamasını düşünmek yanlış olurdu. Ancak tabelaya dahi asılamayacak bir görüntüdeydi.

Konuşulması gereken bir diğer konu ise zayıf olarak nitelendiremeyeceğimi kumcu Türklerin neden özünde çimci olan bir ata geçildiğidir. Geçen sene Harputlu Gaggoş ve Fair Son, Familiar Territory, Happy Boy gibi iddialı başarılı atları geçme başarısı gösterirken bu sene çok da iddialı diyemeyeceğimiz Balius'un daha yoğun katıldığımız yarıştaki birinciliği düşündürücüdür.Balius'un rekor kırarak kazandığı yarıştan bize geriye kalan ise Dettori'nin attan atlama şovunu izlemek oldu.

İşte Turbo! Malazgirt Şampiyonu




2-3 Eylül'de Veliefendi'de gerçekleştirilen Enternasyonel Yarış Festivali'nde umduğunu bulamayan Türk atlarının kötü gidişine, son yarışta Turbo dur dedi. Şampiyon safkanımız Entenasyonel Malazgirt Koşusu'nu kazanarak büyük bir başarıya daha imza attı.


1600m çim pistte koşulan yarışta çok büyük ümitlerle ülkemize getirilen her biri uluslararası başarı kazanmış dünyaca ünlü atlar olan General, Dariya ve No Risk Al Maury, Turbo'ya karşı ayakta kalamadı. Ülkemizde Triple Crown'a bir adımı kalan Turbo, Malazgirt Koşusu'ndaki birinciliği ile de kendisine şüpheyle bakanları bir kez daha yanıltmış oldu. Ganyanı 2,00 lira çıkan ve Turbo'nun koştuğu yarışlarda Turbo'nun yanında en düşük ganyanla koşan General'in düzlük boyunca tüm çabaları Turbo'ya yetmedi.


Yarışı fazla konuşmaya gerek yok aslında, yine bir beyaz bayrak ayna yarışı. Zaten normal sonuç Turbo'nun kazanması olmalıydı. Ancak öyle bir hava oluşturuldu ki bir anda Turbo'yu alçaltmaya başladılar. Yarıştan bir ün önce yazdığım yazıda da belirttiğim gibi Turbo dünya üzerinde ender rastlanacak güç,kalite ve karaktere bir at. Daha doğrusu öyle düşünüyordum. Malazgirt Koşusu ile bu kanıtlanmış oldu.


Turbo yarışı sadece için kazanmadı. Milyonlarca yarışsever için, Türk Atçılığı'nın imajı için de kazandı. Düşünsenize Enternasyonel Yarış düzenliyorsunuz. 2 günde 6 yarış var. Ancak Turbo'ya kadarki yarışlarda bir tek birinciliğimiz yok. Kaybettiğimiz atlar da yarışlardan önceki değerlendirmelerde yüzüne bakmadığımız, daha kaliteli atar gelsin, bunlar da kim denilen safkanlar. Açık söylemek gerekirse safkanlarımızın bu denli geride kaldığını görünce, iyi ki daha iyi safkanlar gelmemiş diyoruz. Bir de iyi olanlar gelse...


Turboyu bu önemli yarışı kazandığı için yürekten kutluyoruz. Yarış hayatı boyunca sakatlanmadan, bu güzel yarışlarını devam ettirmesini istiyoruz. Bu atın yetiştiricilikle falan alakası yok. Tamamen bir mucize. Nice Turbo gibi mucize atlar izlemeye... Teşekkürler Turbo.

2 Eylül 2009

Enternasyonel Boğaziçi Koşusu


1991'den beri yapılagelen 2. koşu olan Boğaziçi Koşusu bu sene de zorlu mücadeleye sahne olacak. 13 safkanın 400.000$ için mücadelesini izleyeceğiz. 4 safkanın yurt dışından katıldığı yarışta Inspector ve Pan River dışında ülkemiz atlarının bu yarışa uygun kalitede çıkmadığını söyleyebiliriz. Geçen senelerde de gerek katılımın gerekse niteliğin düşük olduğunu düşünürsek, yetiştiriciliğimizde uzun mesafe atlarının ne kadar geride kaldığını görüyoruz. Son iki yılda büyük bir katılım düşüşü görüyoruz. 2006da Champs To Champs'in kazandığı Win River Win'in 2. olduğu yarıştan sonra bir türlü istenilen katılım sağlanamamıştı. Kısaca göz atalım.

2008 Boğaziçi Koşusu
Katılımcılarımız: Inspector, Out of Control, Tiramisu
2007 Boğaziçi Koşusu
Koşan safkanlarımız: Tiramisu, Annosh, Prince of Eulluep

Uzun mesafede koşan son zamanda yetişmiş olan safkanların dayanıklılıklarının, eski jenerasyonlara göre düşük olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu da neden bu yarışa at çıkaramadığımızın nedenidir. Atlarımız harplerden sağ çıkamıyor ya da çok yıpranıp formunu kaybediyor.

Şimdiye kadar koşulan 18 koşuda birincilik sayısı yabacı atlar ve Türk Atları arasında 9'a 9 şeklinde bölünmüş.

Yarın deplasmanda yarışa çıkacak atlar Halicarnassus, Illustrious Blue, Sassoaloro ve Shawnee Saga.

Halicarnassus 42 koşuda 7 birincilik elde eden, yaklaşık 300.000£ kazancı olan, 5 yaşında bir safkan. Grup yarışlarda birincilikleri ve tabelaları bulunan safkan yarın için kendisine şans yaratailir.

5 yaşındaki Illustrious Blue'nun da 42 yarışı bulunuyor. 8 birincilik 9 ikincilik elde eden safkanın 250.000£ civarında geliri var.

Shawnee Saga ve Sassoalora ise daha düşük performansa sahip isimler.

Sürprize açık mücadelede hangi sonuç çıkarsa şaşırmamalıyız. Yarışın nasıl gideceğini de kestirmek zor. Yarışa çoluk çock katılan Adalı ekürisini atlarını nasıl koşturacağı çok önemli. İlk planda Pan River-Inspector ikilisi ve Halicarnassus-Illustrious Blue ikilisisin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Ancak bu dört atın dışında gelebilecek bir at da bizim için sürpriz olmayacak.

Haydi Turbo!



Yarın akşam koşulacak olan Enternasyonel Malazgirt Koşusu'nda şampiyon safkan Turbo kalitesinin ülke dışına da yeteceğini kanıtlamya çalışacak.
150.000$ ikramiyesi olan G1 mücadelede 3'ü yabancı olmak üzere 7 at koşacak.Özellikle General'in çok iddialı geldiği koşuda, No Risk Al Maury ve Dariya da start alacak. Tubo gibi 4 yaşında olan General'in Grup yarışlarda birincilikleri bulunurken çok güçlü rakiplrinin arkasına 2.likleri bulunmakta.
Özlediği mesafesinde koşacak olan Turbo'nun General'i de geride bırakmasını bekliyorum, istiyorum, diliyorum. Her şeyden önce Türk Atçılığı için büyük bir sınav. Ülkemizde tüm Arap atlara büyük bir üstünlük kuran Turbo'nun dışardan gelen atlara geçilmesi halinde bir çok soru ve sorun ortaya çıkacak.(Geçilmesi halinde, ki aklımdan bile geçirmiyorum, değineceğiz)
Umarız Turbo kazanarak,"vasat Arap atlarımıza üstünlük sağlayan averaj bir at" olarak değil de, "gerçek bir şampiyon, aykırı at, çift kalpli savaşçı" olarak yarış hayatına devam eder. Bazı çatlak seslere rağmen ben Turbo'nun gerçekten dünya üzerinde de az rastlanacak karakterde ve güçte olduğuna inanıyorum. Artık klasikleşen kapanışı yapma özelliğiyle yarın da son ayakta bir Turbo şöleni olsun!
Türk Atçılığı için kazan, kendin için kazan, bizim için kazan!

Enternasyonel Topkapı Koşusu



Ülkemizde Enternasyonel yarş denilince aka gelen ilk iki yarış Topkapı ve Boğaziçi koşusudur. 1991'den beri yapıla gelen bu iki koşu her zaman ön plana çıkmıştır, şampiyoları ülkemize getirmiştir.

Topkapı Koşusu bu sene 19. defa koşulacak. Geride kalan 18 yarışta 11 Türk, 7 dış ülke birinciliği var. 1600m'de 600.000$ birincilik ödülü için 9 at mücadele verecek. Türk-Yabancı oranı 5'e 4 şeklinde oluşumuş. Yarışa ülkemizden Sabırlı, Kurtiniadis, Invincible Son, Gladyatör ve Nalın İsyanı katılırken, dışardan gelen safkanlar Hatta Fort, Dream Eater, Rock of Rochelle ve Pressing.

Pressing'ten başlamak en doğrusu olcaktır. Ülkemizdeki 3. Enternasyonel Yarış'ını koşacak safkan 2007 Boğaziçi Koşusu'nda Bussoni'nin arkasına 2.lik elde ederken, geçen sene katıldığı Topkapı Koşusu'nu kazanmayı başarmıştı. Topkapı'yı kazandıktan sonra bir G2 1.lik daha elde eden safkan sonraki G1 yarışında başarı gösteremedi ve 5 aylık bir ara verdi. Aradan sonra koştuğu ilk koşusu parlak olmayan safkan, geçen sene ülkemize gelmeden önce koşup kazandığı iki yarışı bu sene de koştu ve kazandı. Sırasıyla 1600 G2 ve 2000 G1 yarışları kazanan Pressing ülkemie yine formda ve iddialı bir şekilde geliyor. Bu sene de koşuya ağırlığını koyabilecek safkan diğer yabancı atlardan ayrılmış durumda.

Dream Eater bir başka yabancı katılımcı. Koştuğu son Listed yarışı kazanıp moral bulan safkan ülkemize bu şekilde geliyor. Bu yarışı dışında 1 birinciliği daha bulunan safkan 4 yaşında. Koştuğu grup koşularda zaman zaman tabela içinde yer bulabilen safkanın yarın için şasının az olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Rock of Rochelle ve Hatta Fort'u bir arada inceleyebiliriz. İkisinin de çok önemli başarıları bulunmazken ikisi de zaman zaman Grup yarışlarda tabelada yer bulmuşlar. Hatta Fort'un daha çok 1200-1300'de koştuğunu görüyoruz. Antranörü de 1600'lük bir yarış için umutlu olduğunu söylese de şansı az olmakla beraber Rock of Rochelle göre daha şanslı. Ben iki safkanın da Pressing'in çok gerisinde olduğunu düşünüyorum.

Geçen seneki Topkapı Koşusu'nda yabancı işgaline karşı tek direnebilen safkanımız olan Kurtiniadis olmuştu ve yarıştan 4.lük ile ayrılmıştı. Bu sene de en çok güvenilen atların başında geliyor. Verdiği aradan sonra gördüğ koşularda başarılı koşular ortaya koyan ve son yarışında da Sabırlı'yı geçen Kurtiniadis yarın için ülkemizi temsil eden safkanlarımızdan en öne çıkanı.

Kuşkusuz bu senenin en flaş safkanı Invincible Son. 3 yaşındaki kaliteli safkan yarış hayatına bu sene başlamaıştı. Kum-çim ayırt etmeden ilk 7 yarışını, ki bunlardan ikisi G1, kazanan safkan son yarışı olan Başbakanlık Koşusu'nda sert rakipleriyle baş edememiş ve 5. kalmıştı. Yine de 1. ile aynı saniye içinde yarışı bitirmişti. Yarın için lehine olan mesafede, jokeyinin de tercihi ile üst sıralara saldıracaktır. Kurtiniadis ve Pressing ikilisin ardından değerlendirilmelidir.

2007 Topkapı Galibi Sabırlı ilerleyen yaşına rağmen kalitesiyle yine ön planda. Alıştığımız stilini ilerleyen yaşıyla kaybeden ve artık yarışı kolay takip eden şampiyon, eski performansının uzağında. Ancak eski yarışlarının hatrına bile olsa yazılmalıdır. İşin enteresan tarafı ise jokeyi Karataş olmayacak bu sefer. Uzun yıllardan beri gelen Sabırı-Karataş iş birliği yarın için ara veriyor. Bu ikiliyi en son 2006'da Sabırlı'nın Dubai'de koşruğu ve 5. olduğu yarışta beraber görememiştik. Ülkemizde ise Sabırlı-Karataş ikilisi en son Nisan 2005'te ayrılmış ve o yarışı Karataş'ın tercihlediği Luxor kazanmıştı. [Sabırlı aynayı önde geçmesine rağmen, koşu değişmiş ve 2. ola Luxor birinciliğe alınmıştır]

Başarılı safkan Nalın İsyanı ve iyi bir sezon geçiren Gladyatör ise rakiplerini çok eksik koşması halinde devreye girebilir.

Tüm atların ayaklarının düz basmanızı diliyoruz. Zevkli bir yarış olsun.
Related Posts with Thumbnails