Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM), Bursa'nın Karacabey ilçesindeki işletmesinde bulunan Arap yarış atı "Caş", bugüne kadar kazandırdıklarıyla dikkati çekiyor."Caş", yavrularının satışı ve bunların katıldığı yarışlardan alınan payla birlikte devlete milyonlarca lira para kazandırdı.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM), Bursa'nın Karacabey ilçesindeki işletmesinde bulunan Arap yarış atı "Caş", bugüne kadar kazandırdıklarıyla dikkati çekiyor. "Caş", yavrularının satışı ve bunların katıldığı yarışlardan alınan payla birlikte devlete milyonlarca lira para kazandırdı.Karacabey Tarım İşletmesi Müdürü Mustafa Uçan, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, işletmede, ilk kuruluşundan bu yana atçılık faaliyetlerinin yapıldığını belirtti.Özellikle safkan Arap atı yetiştiriciliğinin, 1932-1936 yıllarda, Lübnan, Suriye ve Irak'tan 141 baş Arap atının satın alınmasıyla başladığını dile getiren Uçan, o yıllardan bu yana melezleme ve seleksiyon çalışmalarının devam ettiğini anlattı. İşletmede yetiştirilen safkan Arap atlarının 9 değişik baba kan hattı ve 38 ana kan hattından üretildiğini dile getiren Uçan, işletmede isim yapmış, yarışlarda birçok birincilik kazandırmış önemli Arap atlarının aygır olarak değerlendirildiğini söyledi.Özellikle "Caş"ın sadece TİGEM'in değil, Türkiye ve dünyanın en iyi aygırlarından biri olduğunu vurgulayan Uçan, şöyle konuştu: "Hayatı şampiyonluklarla geçmiş Caş'ın 17 adet 'Grup 1' birinciliği bulunuyor. Yıllarca sahibine kazandıran Caş'ı, koşu hayatının bitmesinden sonra 2001'de satın aldık. O yıldan bu yana aygır olarak değerlendirilen Caş'ın 140 yavrusu oldu. Bu yavruları, ortalama 100 bin liradan satarak, toplamda 14 milyon lira gelir sağladık. Ayrıca bu yavruları, Türkiye'deki yarışlarda koşarak dereceler elde ettiler. Yavrularının katıldığı ve dereceler elde ettiği yarışlardan alınan pay da 4 milyon lirayı geçti. Yavruları hem sahibine hem de bize (pay olarak) para kazandırıyor."Önemli yarış atlarından "Kafkaslı"nın, Caş'ın yavrusu olduğunu dile getiren Uçan, bu atın da sahibine milyonlarca lira kazandırdığını söyledi."Caş"ın paha biçilemez olduğunu ifade eden Uçan, "Özenle bakıyoruz, her şeyiyle yakından ilgileniyoruz. Bu Arap atını, koşuyla ilgilenen, yetiştiricilik yapan herkes çok iyi tanır. Kısrağını Caş ile çiftleştirmek isteyenler, bunun için 50 bin lira ödüyor. Çünkü, Caş'ın yavrusunun gelecekte koşular kazanacağını, iyi gelir getireceğini biliyorlar" dedi.
Yukarıda alıntıladığımız yazı Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan bir haber. Pek çok sitede yer alan, tahminen pek çok gazetede de yayınlanan haberi ben Radikal'de okudum.
Türkiye'de at yarışlarına bakış açısının, son yıllarda değişmeye başlamakla beraber, hala olumlu olmadığını biliyoruz. Yetiştirici, at sahibi, antrenör, nalbant, yarışsever vb. sektörün herhangi bir parçasına dahil olanlar ile sade vatandaşın at yarışları ve atçılık konusundaki fikirleri pek yakın değildir. Standarttır, at yarışı eşittir para, hırs, kumar, şaibe, şehir efsaneleri dillere dolanır. Özellikle at yarışları ve para bağlantısının kurulmasına yardım eden haberler maalesef günümüzde de devam ediyor. Yukarıdaki haberde bunu açıkça görüyoruz.
Bir noktayı vurgulamalıyız. TİGEM Müdürü Mustafa Uçan son derece iyi niyetle güzel açıklamalar yapıyor. Kendisinin samimiyeti ve düşüncelerinin, biz yarışsevelerden çok da farklı olmadığına inancımız tam. Bizlerin canını acıtan haberin içeriğinden ziyade, sunuş şekli. Bir başka deyişe son derece güzel açıklamaların olduğu röportajdan, maddi konuların cımbızlanarak ön plana çıkarılması, hatta başlığa kadar taşınması oldukça yanlıştır.
Gazetede Caş'ı görünce daha farklı bir haber bekliyordum. Biz olması gerekeni düşünüyoruz ya.. Hiç öyle olur mu at haberi varsa içinde para geçmelidir! Atçılık sektörününde varsa yoksa paradır ya! Bunlar aslında at yarışlarını spor olarak bile göremeyenlerin bakış açısını yansıtıyor. Örneğin, futbol, basketbol hakkında sadece 'para' merkezli haberleri çok nadir görürsünüz, en çok kazanan futbolcular vs. Ancak söz konusu at yarışı ve ulusal medya ise gelir, kazaç, para haberi dışında bir at haberi alternatifi olabilir mi! Haberin içeriğine inmeye gerek yok aslında. Yazının başlığı geleneksel olarak devam eden tüm ön yargıları ortaya çıkartıyor: "At değil sanki darphane!"
Bu durumun nedenini sadece at yarışlarıyla ilgisi olmayanlara yükleyemeyiz. Yıllarca kendi kabukları içine çekilmiş, dışarıya kapalı atçılık sektöründen tutun da, at yarışlarını tahmin boyutuna indirgeyen yarış ilavelerine, eski Türk filmlerindeki kahvehane köşelerinde kupon dolduranlardan, ganyan bayilerinin atmosferine kadar yüzlerce sebep sayabiliriz. Bir başka deyişle atçılığın ve at yarışlarının ülkemizdeki olumsuz algısının nedenini sektörün kendisinde aramamız daha gerçekçi olacaktır. Bu bilinçle yola çıkıp, suçu kimseye atmazsak Türkiye'de at yarışları algısını değiştirme hızımız yükselecektir.
Haberin bizlere olumlu katkısı ise Şampiyon Caş'ın güncel bir fotoğrafını görmemizin oldu. Muhteşem mücadelerin yaşandığı yıllara geri dönerek nostalji dolu dakikalar yaşamamıza vesile oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder