2 Eylül 2010

İşi Tadında Bırakmak


Bunu aslında çok kez görüyoruz. Yarış kazanan jokeyler sevinçlerini ifade etmek isteyebiliyorlar. Bazıları ayağa kalkıyor, bazıları selam yolluyor, bazıları "Appiah stili" yaplıyor, bazıları kamçı sallıyor. Daha nice sevinme örneği var. Şimdi yazacaklarımız Ömer Ertaş'ın bugünkü yarışıyla ilgili ancak onun özelinde değil. Genel bir eleştiri yapacağız.



Ben jokeylerin yaptıkları bu sevinç hareketlerini hiç onaylamıyorum. Ancak kabul edilebilir bir durum. Bir dışavurum sonuçta, sevinmeleri. Belki de en doğal hakları. Ama nereye kadar. Sınırında olursa. Bugün Ömer Ertaş Ejüv'le kazandığı yarışta fotoyu geçerken ayağa kalktı, neredeyse 90 derece dönerek el-kol hareketleri yaptı. Ve bunda ısrarcı oldu. Birileriyle meselesi olabilir ya da bir yerlere mesaj yolluyor olabilir. Nedeni yarışseveri pek de ilgilendirmez. İnsanlardan tepki topluyor bu hareketler. İlla bir şey yapacaksın, yap bırak. Israrcı olmanın lüzumu yok. Binlerce kişini o hareketlere sinirlendiğini tahmin etmek güç değil. Yine tekrarlıyım antipatik olan yarış sonunda anlık fiiller gerçekleştirmek değil, bunu nasıl yaptığınız ve bunda ısrarcı olup olmadığınızdır.

Bu yönüyle en çok takdir ettiğim jokey Fuat Çakar. Kazandığı yarışta atını öperek hem sevincini gösteriyor, hem de atını onure ediyor. Ben kimsenin Fuat'ın bu hareketini aşırı bulduğunu sanmıyorum. Sevinmeyin diyecek halimiz yok ama sınırı bulmak lazım. Birilerine mesaj verme amacı varsa da bence bunun yeri yarış pisti değildir. Yoksa şimşekleri üzerinize çekiyorsunuz. Antipatik olmak da yine jokeyin zararına. Bu zrroluğu yaşayan mevcut jokeyleri görüyoruz. Jokeylerin unutmaması gereken yarışları kendi başlarına koşmadıklarıdır. Unutulmaması gereken en önemli nokta da başarıların gelip geçeceği, unutulacağı, yarışseverlerin jokeyleri ileride, duruşları ve çizgileriyle hatırlayacağıdır.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails