4 Nisan 2010

Erhan Yavuz Geri Döndü

Sahalarımızın başarılı jokeylerinden Erhan Yavuz biniş stilini değiştirme ve geliştirme amacıyla İrlanda'ya gitmişti. Yaklaşık 4 ay İrlanda'da kalan ve eğitim gören Erhan Yavuz geçtiğimiz günlerde ülkemize geri döndü. Greys Anatomy ile ,atbaşı da olsa, birincilik elde edip İstanbul'a "merhaba" diyen Erhan Yavuz, Son Düzlük programının 4 Nisan'daki yayınına konuk oldu.


Erhan Yavuz o kadar güzel ve önemli şeyler söyledi ki, İrlanda deneyiminden, anlattıklarından, söylediklerinden bir çok şey çıkarmak mümkün. Çok güzel bir program oldu. Programı izlemeyenler olabilir ancak ben programda konuşulanları tekrar etmek yerine Erhan Yavuz'dan edindiğim izlenimleri yazmak istedim.
Benim uzun yıllardır şikayetçi olduğum bir konu vardır. Bu da sektörün içindekilerle, at sahipleriyle, jokeylerle vs. ilgili fazla bir bilgi sahibi olmadığımızdı. At yarışlarının görece içine kapalı olması bunda etkili. Ancak burada bir suçlu arama gibi bir durum yok. Çünkü bir çok etmen bu kapalılıkta etkili olmuştur. Son yıllarda ise gerek televizyon yayınlarının çeşitlenmesi, gerekse internet medyasının genişlemesiyle kapalılık yavaş yavaş kırılmaya başladı. At yarışları ve yarışsever daha yakınlaştı diyebiliriz. Bu noktada da ön plana 'iletişim' çıktı.

Bir çok jokey yanlış anlaşılmadan veya kendini ifade edememekten dolayı haksız eleştirilere maruz kalmıştır. Yapılması gereken ise iletişimin doğru ve dürüstçe kurulmasıdır. Erhan Yavuz kendini o kadar iyi ifade ediyor ki insanın aklında soru işaretleri kalmıyor. Bu sayede yanlış anlaşılmalardan kurtulmuş oluyor. Mesela Erhan Yavuz'un Cincinati Kid'le kazandığı yarışla ilgili söyledikleri... Ben yarıştan sonraki sevinme hareketinin şimdiye kadar hep bir sitem ve rövanş anlamı taşıdığını düşünmüştüm. Halbuki bunun bir öyküsü olduğunu anlattı. Meğersi zamanında Inter'li Adriano'nun gol sevincine istinaden yapılan bir hareketmiş. Bu sayede Erhan Yavuz'un oyunlara ve futbola da tutkun olduğunu öğrenmiş olduk.
Erhan Yavuz'un söyledikleri arasında önemli bir nokta da gençlere yardım konusuydu. Erhan Yavuz kendisinin yetiştiği dönemde bazı jokeylerin kendilerine yardım etmediğini ancak kendisinin her isteyene yardım etmeye hazır olduğunu söyledi. Burada altı çizilmesi gereken şey böylesine bir jokeyin egosunun yüksek olmaması. Gerçekten o kadar mütevazi ve saygılı bir üsluba sahip ki bu yönüyle bir övgüyü hakediyor.
At yarışlarda, yarışlardan sonra en çok tartışılan ve bu yönleriyle ön plana çıkan jokeylerin yarışseverle olan iletişimi özellikle önemli. Bu nedenle yarışseverlere mümkün olduğunca yakın olmaya çalışmalılardır. Kendilerini ne kadar tanıtırlarsa o denli de geri dönüş alırlar. Açıkçası programdan sonra Erhan Yavuz'a bakış açım daha da olumlu bir hal aldı. Umarım biniş stilini de iyice oturtarak performansını arttırır ve kendisinin de istediği düzeye gelir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

erhan yavuz'u gerçekten çok severim ve koyu bir hayranıyım. onun at bindiği günler daha bir keyifle takip ediyorum yarışları. bir süredir ortalıklarda görünmeyince acaba jokeyliği bıraktı mı diye düşünmüştüm. haber için çok teşekkürler. güzel bir çalışma olmuş. Erhan Yavuz'a başarılar diliyorum.

Related Posts with Thumbnails