20 Temmuz 2012

İstenmeyen Madde / Doping Depremi



At yarışlarında yarışseverin aklına kara bulutları sokan, atların ilgililerini zan altında bırakan, atların isimlerini lekeleyen bir olgu varsa o da doping mevzusudur. Yaklaşık bir aydır çeşitli programlarda, sitelerde bazı günlerde alınan salya örneklerinin sonuçlarının gelmediği yönünde haberler yapılıyor, konuşmalar duyuluyordu. Genel bir kanı oluştu; salya sonucu geciken atlarda bir sıkıntı var. Bu kanının oluşmasını hangi faktörler sağladı bilemiyorum ancak sonuç beklenen gibi oldu ve önemli safkanlar doping testinden sınıfta kaldılar.


Kötü haberler zinciri 3 Haziran'da yapılan G3 İsmet İnönü Koşusu'nun birincisi Dont Stop Me ve üçüncüsü Uncle Harry ile başladı.

Dont Stop Me'de çıkan madde ETHACRNIC ACID; böbreklerinde sorun olan safkanlara veriliyor ve asli olarak idrar söktürücü görevi görüyor.

Uncle Harry'de TRANEXAMIC ACID isimli madde tespit edildi. Bahsi geçen etkin maddeyi içeren ilaçların kullanım amacı genel olarak kanama sorunu olan atlarda, kanamanın önüne geçmektir.

İkinci dalgada bu kez gözler Gazi Koşusu hafta sonunda yapılan yarışlara çevrildi. Sonuçlar yine gecikti, salya sonuçları gelmek bilmedi. Ve Arjantin Jokey Kulübü Koşusu ikincisi Inspector, Anafartalar galibi Baldovino, ki aynı safkanın Anafartalar'dan dokuz gün önce koşup kazandığı Şartlı-5 mücadelede aynı madde ile listeye girdiği görüyoruz, son olarak Gazi Koşusu'nu bir burun farkıyla kaybeden  Sanzatu'da yasaklı maddeler tespit edildi.

Baldovino'da iki kez ve Inspector'de çıkan madde METHOCARBAMOL. Kullanım amacı kas gevşetme.

Sanzatu'da rastlanan OXILOFRINE isimli maddenin yorgunluk, zayıflık azaltıcı etkileri olduğu gibi iştah eksikliği gibi problemlerde iştah arttırıcı rol oynadığı bilgisi mevcut.

Tüm bu safkanların cezası kesinleşmemiş durumda. Çünkü salya testleri Türkiye'de değil Fransa'da yapıldı. Salya örnekler Fransa labaratuarlarına gönderildi. Ankara Etlik'te bulunan Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü'nde, normalde, işleyen sürece bu sefer Fransa'daki süreç eşlik etti ve Ankara da sonuçları açıklamak için bekledi. Bu olaylar sonucunda uzun yıllar Etlik'te yapılan tahliller üzerinde genel bir güvensizlik olduştuğunu görüyoruz. Şeffaflık konusunda geçmişe dair derin şüpheler oluşmuş durumda.

Tekrar safkanlara geri dönelim. Ne zaman doping ya da istenmeyen madde konusu gündeme gelse, bu maddelerin tedavi amaçlı kullanılan ilaçlardan safkanın vücuduna geçtiği ve atılma süresinde atılmadığı iddia edilir. Bu konu benim kafama takılıyor açıkçası. Tedavi amacıyla kullanılmış olsa bile vücuttan atılmadan koşması cezai uygulamalardan kurtulmak için bir sebep mi? Evet ilaç tedavi amacıyla kullanılıyor. Ama tespit edilen madde wada'nın yasaklı listesinde yer alıyor. Dolayısıyla atın performansını etkileyen maddeler sınıfı içerisinde. Koştuğu yarışta henüz vücuttan atılmamışsa tamamen, safkanın performansına ekstra bir katkı yapmadığı iddia edilebilir mi? Bir başka deyişle safkanın performansının tespit edilen bu maddeden olumlu yönde etkilenmediğini kanıtlamak mümkün mü? Burada benim aradığım at sahibinin, antrenörün kısacası atın ilgililerinin iyi niyeti ya da niyetinin kötü olmasına dair bir şey değil. Önemli olan safkanın koşusu sırasında vücudunda bu maddenin bulunmuş olmasıdır. Atların masrafları, giderler, koşuyu koşmaya duyulan ihtiyaç, önemli bir koşuda mücadele etmek safkanı yarışa sokma adına motivasyon sağlamaktadır. Ancak bu bir risktir. Muhtemelen ilaçların prospektüslerin etken maddelerin vücuttan kaç gün içerisinde atılacağı yer almaktadır. Bunun takibini yapmak bizlerin görevi değil, atın yakınında olanları görevi. Maddenin vücutta olduğuna dair en ufak bir şüphe varsa, safkan yarışa deklare edilmemelidir.

Anlık heyecanla alınan bu riskler daha büyük sonuçlara yol açıyor. Safkanın ismi lekeleniyor, ikramiye yanıyor, ikramiyenin üç katı olan ceza yatırılmaz ise bir sene diskalif oluyor, örneğin Baldovino için bu miktar 750.000 TL, ekürinin adı kötü haberlerle anılıyor, atın antrenörü töhmet altında kalıyor. Oldukça üzücü bir olay. Özellikle sonuçlar açıklanana kadar yaşanan süreç ve neredeyse herkesin gelecek haberlerin olumsuz olduğunu tahmin etmesi de göz önünde bulundurulunca daha da üzücü bir hale geliyor. Cezalar kesinleşmedi, YKK kararı bekleniyor. Bununla birlikte benim aklıma şöyle bir soru da geliyor, olur ya, Gazi Koşusu'nda 1 salise farkla, bir burun ucuyla ikinci ayrılan Sanzatu koşuyu kazanmış olsaydı? Böyle bir durumda yarış camiası bu durumun altından kalkabilir miydi?

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails