19 Kasım 2011

Atçılık Çalıştayından Beklentilerimiz


Enternasyonel Yarışlar'da aldığımız ağır mağlubiyetlerin ardından radikal değişiklik taleplerimizi dile getirmiştik. Bu konu üzerine çeşitli başlıklarda yazılar yazdık;

Yarışsever Manifestosu'nu yazıp temel taleplerimizi seslendirdik.

Handikap Puanı Sistemimiz Gitgide Eriyor dedik ve kokmaya başlayan handikap puanı sistemimizdeki yanlışlıkları, acilen düzeltilmesi gereken noktaları beyan ettik.

Foaller %75'e Koşsun'un Açmazları tartışmasını ilk biz başlattık. Yıllardır uygulanan kuralın, yurt dışında doğmuş tayların ülkemizde ikramiyenin %75'ine koşuyor olmasının atçılığımıza zincir vurduğu söyledik. Yarışsever Manifestosu'nda belirttik, Turk Horse Club'un forum sayfasında tartışmayı ateşledik, Son Düzlük başta olmaz üzere programlara mailler atarak konunun tartışılmasını istedik ve pek çok tepki almamıza rağmen konunun gündeme gelmesini sağladık. En sonunda konu tüm ülkede tartışılr hale geldi. Atçılıkta Yeni Tartışma: Foaller ve Rantçılık başlıklı yazımızda güncel hale gelen tartışmada tezlerimizi tekrarladık ve görüşlerimizin arkasında durduk. En nihayetinde dişi foallerin ikramiyenin tamamına koşması kararlaştırıldı. (Bu konuya bir başka yazımızda ayrıntılı bir şekilde değineceğiz.)

Son olarak 16 Ekim tarihinde At Yarışlarında Çalıştay Zamanı deyip Bu hafta sonu yapılacak Çalıştay'ı haber verdik.
TJK, internet sitesinden Çalıştay'ın gündem maddelerini açıklamış. Pek çok konunun eksik kaldığını gördük. Bunlara kısaca değinip, Çalıştay'da konuşulması gereken başlıkları vurgulayalım.
En önemli başlık bizce Müşterek Bahis Harici koşma uygulamasının geri getirilmesidir. Yarışsever mevcut durumda sürekli mağdur olmaktadır. Startta kalanlar, geç çıkanlar, hiç çıkmayanlar... Çift taraflı bir mağduriyet hem de... Starttan çıkıp, çıkmayacağı belli olmayan atları yazıp, starttan çıkmayınca ya da tam tersi yazmayıp, at starttan çıkarsa mağduriyet yaşanıyor. Bir başka deyişle bu tür atlarda mağduriyet yaşanmaması söz konusu değil. Çözüm mü? İşte cevap: Problemleri olan atlar, problemlerinin giderildiği koşu esnasında görülene kadar MBH koşturulmalıdır. Eğer ki at tekrar problemlerini tekrarlıyorsa 3 ila 6 ay arasında MBH koşturulmalıdır. Bu süreçte antrenöre ceza verilip-verilmemesi tartışılabilir. Ancak diğer atlarla haksız bir rekabete girilmesini önlemek adına MBH koşan atlar, ilan edilen ikramiyenin %50-%60'ına koşmalıdır. Bu şekilde atların ilgilileri sorunu çözmeye uğraşırlar. Hiç bir kayıpları olmadan papatya falı açar gibi atı koşturmaya devam etmezler, MBH'ın getirdiği rehavete kapılmazlar.
Bir diğer önemli konu handikap puanı sistemimizin bozukluğudur. Sistem radikal bir şekilde değiştirilmelidir. İlk mental hata zaten handikaperlerin vermiş olduğu puanlara itiraz edilemiyor
olması. Tüzük'te buna dair madde var ve itiraz yolları kapalı. Kapalı kapılar arkasında verilen şişme handikap puanları, özellikle Gazi Koşusu öncesinde, hep tartışılır. Ancak bu durum yıl içinde devamlı sürmektedir. Bir başka nokta da yıl içinde handikap puanlarının, başarısız (!) yarışlar sonrasında düşürülüyor olmasıdır. Handikap puanı silme yöntemi sayesinde, maalesef, daha çok arap atlarında, yarış kazanma gayesiyle koşma miti parçalanıyor. Atların başarı durumlar yıl sonunda değerlendirilip, yeni yarış yılına hak ettiği puanla girmesi sağlanmalıdır.
Buna bağlı olarak handikap yarışlarda apranti indirimi ile 5 kilo düşürülmesi uygulaması değiştirilmelidir. Handikap yarışlarındaki apranti indirimleri ile yarışların dengesinin bozulduğu aşikar. Benim düşünceme göre handikap yarışlarda apranti indirimi maksimum 3 kilo olmalıdır. Ya da handikap yarışlarda apranti indirimi uygulanmamalı, aprantilerin bu durumdan mağdur olmaması için de onlara şans yaratacak başka yollar tüzükle sabitlenmelidir. Bizim talebimiz: Grup yarış kazanmamış olan ve, 100 gün ve daha üzeri gündür start almayan safkanlara apranti bindirilmesi şartı getirilerek aprantilere daha fazla şans yaratılmalıdır.
Bir diğer önemli konu ise protestoların incelenmesinde farklı hipodromlarda, farklı kararların alınıyor olmasıdır. En 'mantık dışı' kural yarış neticesi değiştirilmesinde atın x atı geçip geçemeyeceği üzerine 'güç' odaklı tartışmaların yapılmasıdır. Bu mantık ile son derece sübjektif olan 'güç' üzerinden kararların meşruluğu sorgulanıyor. Mevcut inceleme tarzında adeta, gücü o gün için diğerlerinden yüksek olan ata, rakiplerine her türlü faulü yapma hakkı veriyor. Kural kimin kime gücünün yeteceği değil, yarış nizamları çerçevesinde yarışın bitirilmesini emreder. O gün için iyi olan ata, performansı düşük olana faul yapma hakkı verilmemelidir. Kanaatimiz protesto inceleme işlemler, teknolojinin nimetlerinden de yararlanarak, tek merkezde toplanmalıdır. Her konu ile ilgilecek tek bir kurulda bahsetmiyoruz. Ancak protestolar tek bir merkez tarafından incelenmedikçe kararların standardı hiç bir zaman sağlanamayacak.
Bu temel başlıklar hakkında Çalıştay'da neler konuşalacak, göreceğiz.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails