27 Eylül 2011

Kendisi Şampiyon: Pyramos


Bir at koşmaya başlamadan önce ilk bakacağımız şey atın orjinidir. Söz konusu İngilizlerse önce anne hattına bakılır. Nedeni ise ülkemizdeki sınırlı ve belli aygırların olmasıdır. Genellikle atı farklı kılan mecburiyetten anne tarafı olur. Bununla beraber atın pedigrisi yurt dışından bir aygır tarafından tamamlandıysa, bu sefer baba hattı incelenmeye değer. Bu anlattıklarım Türkiye'deki at yarışlarının gerçekçi yapısından ortaya çıkan sonuçlardır. Varacağımız sonuç benim son yıllarda gördüğüm en farklı at olan Pyramos'la direk bağlantılı. Neden mi?

Orjin yönünden bakıldığında kimse atı izlemeden önce, çok iyi koşar, geçilmez, şampiyon adayı olur diyemezdi. Ben hala orjininin böyle bir at çıkarmayacağını düşünüyorum. Bu şekilde düşünmeyebilirsiniz, saygı duyarım. Ancak özel atlardan bahsedilir ya hep... Yürekli, cesur ve zeki. Pyramos'ta da ben o ışığı görüyorum. Padokta, yarış öncesinde, yarış içinde öyle bir görüntü veriyor ki ben yarış atıyım diye bağırıyor. Babası Scream to Scream.. Yani 2010'da 2 yavrusu 3 yarış koşup başarı elde edememiş, 2011'de parlayama başlayan bir baba. Scream To Scream'in yarış hayatında 2 tane G1 birinciliği var. Çok güçlü jenarasyon içinde başarılı olduğu aşikar. Ama her başarılı atın aygırlık kariyerinin iyi olmasını beklemeyiz, olmuyorda. Anne ise Rafia. Yarış hayatında bir yarış koşan bir Ramadan temsilcisi. Pyramos ile de Ramadan'ın kısrak babası olarka ilk koşusu. Tam bir soru işareti kısaca. Her şey belirsiz. Baba, Scream to Scream.. ne yapacak bilinmiyor. Anne Rafia.. Yarış hayatı yok. Sahaya gelen ilk yavrusu. Ayrıca Ramadan'ın da 2. kuşak olarak sahaya gelen, yani torunu diyebileceğimiz ilk at. Ne olur, başarılı olur mu yine bilinmezlik var. İşte bu bulanıklıktan çıkan bir Pyramos.

Ankara'da ilk 2 koşusunu bir şekilde izleyemedim. 3. yarışında, önce padokta, sonra canlı bir şekilde yarışta izleyince hayret içerisinde kaldım. Padokta zıplaya zıplaya yürüyen, kafasını neredeyse yere değecek kadar büken, atletik, yaşıtlarına göre kocaman bir yapıya sahip tam bir yarış atı. Adeta bir biblo. Elle özel çizilmiş, kahramanlar gibi. Hayran gözlerle yarışın başlamasını bekliyor insan. Yarış başlayınca Pyramos'un şaşırtıcılığı devam ediyor. Ön ayaklarını bambaşka atıyor. Olimpiyatlarda kulaç atan yüzücüler gibi... Sanki koşmuyor, çimde yüzüyor. Önce dışarı doğru atıyor adımını, yere basacağı noktada düzeltiyor. Yapısal bir özelliği olduğu kadar atın zekasından kaynaklandığını düşünüyorum. Koştuğunu, yarış içinde olduğunu biliyor. Gücünün farkında ve rakipleriyle adeta oynuyor.

Peki Pyramos ne demek? Mitolojik bir figür, efsane adı olan Pyramos'un betimlenmesine baktığınız zaman Ankara'da koşan Kahraman Ekürisi'nin şampiyon adayı atı Pyramos'a birebir uyuyor: Yaşadığı dönemin en yakışıklısı olan Pyramos...

Ankara'da son olarak II. Elizabeth Koşusu'nu kazanan ve 4'te 4 yapan Pyramos bu yarışında İstanbul'da rakiplerine hakim olan Queen Amidala ve Typhoon Girl'e de hakim oldu. Mesafeye çıkar mı, uzunu yapar mı gibi soruları bir kenara bırakıp bu özel atın yarışlarını izleme keyfini yaşayalım.

Ayakları düz bassın diyeceğim ama önlerini yüzüyormuş gibi dışarıdan dışarıdan attığı için kötü bir temenni olacak Allah sakatlıklardan, kazalardan, nazardan korusun. uzun yıllar başarılarını izleriz umarım.

Şu bir gerçek ki eğer Pyramos'tan 4-5 yıl sonra "şampiyon" olarak bahsedecekse o, orjininin şampiyonu olmayacak, kendisi şampiyon olacak.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Kısrak babası Ramadan'a görünüş olarak çok benziyor, keşke forma rengi Eliyeşil ekürisinin yeşili olsaydı :)

Related Posts with Thumbnails