29 Eylül 2011

Kaya Ekürisi ve 2 Grup Yarış


Önce perşembe akşamı izmirde açık 'adsız' G3 bir koşu var, 3 yaşlı arapların katılabileceği. Bu koşunun birincilik ikramiyesi 71.000 lira.
Sonrasında Cuma günü İstanbul'da 3 ve yukarı Arapların dahil olabildiği 120.000 lira birincilik ikramiyesi olan G2 Dumlupınar Koşusu var.
Bu iki önemli yarışta da Kaya ailesinden bir safkan görmüyoruz. Ben her zaman Kaya ailesinin, satışlarda aldığı iyi kanlı atları, düzenli koşsalar, daha başarılı sonuçlar elde edeceğini düşünürüm. Niceliksel olarak çok büyümek, çok ata sahip olmak başarı garantisi olmadığı gibi, ters yönde etki yapmaya başlayabilir.

27 Eylül 2011

Kendisi Şampiyon: Pyramos


Bir at koşmaya başlamadan önce ilk bakacağımız şey atın orjinidir. Söz konusu İngilizlerse önce anne hattına bakılır. Nedeni ise ülkemizdeki sınırlı ve belli aygırların olmasıdır. Genellikle atı farklı kılan mecburiyetten anne tarafı olur. Bununla beraber atın pedigrisi yurt dışından bir aygır tarafından tamamlandıysa, bu sefer baba hattı incelenmeye değer. Bu anlattıklarım Türkiye'deki at yarışlarının gerçekçi yapısından ortaya çıkan sonuçlardır. Varacağımız sonuç benim son yıllarda gördüğüm en farklı at olan Pyramos'la direk bağlantılı. Neden mi?

Orjin yönünden bakıldığında kimse atı izlemeden önce, çok iyi koşar, geçilmez, şampiyon adayı olur diyemezdi. Ben hala orjininin böyle bir at çıkarmayacağını düşünüyorum. Bu şekilde düşünmeyebilirsiniz, saygı duyarım. Ancak özel atlardan bahsedilir ya hep... Yürekli, cesur ve zeki. Pyramos'ta da ben o ışığı görüyorum. Padokta, yarış öncesinde, yarış içinde öyle bir görüntü veriyor ki ben yarış atıyım diye bağırıyor. Babası Scream to Scream.. Yani 2010'da 2 yavrusu 3 yarış koşup başarı elde edememiş, 2011'de parlayama başlayan bir baba. Scream To Scream'in yarış hayatında 2 tane G1 birinciliği var. Çok güçlü jenarasyon içinde başarılı olduğu aşikar. Ama her başarılı atın aygırlık kariyerinin iyi olmasını beklemeyiz, olmuyorda. Anne ise Rafia. Yarış hayatında bir yarış koşan bir Ramadan temsilcisi. Pyramos ile de Ramadan'ın kısrak babası olarka ilk koşusu. Tam bir soru işareti kısaca. Her şey belirsiz. Baba, Scream to Scream.. ne yapacak bilinmiyor. Anne Rafia.. Yarış hayatı yok. Sahaya gelen ilk yavrusu. Ayrıca Ramadan'ın da 2. kuşak olarak sahaya gelen, yani torunu diyebileceğimiz ilk at. Ne olur, başarılı olur mu yine bilinmezlik var. İşte bu bulanıklıktan çıkan bir Pyramos.

Ankara'da ilk 2 koşusunu bir şekilde izleyemedim. 3. yarışında, önce padokta, sonra canlı bir şekilde yarışta izleyince hayret içerisinde kaldım. Padokta zıplaya zıplaya yürüyen, kafasını neredeyse yere değecek kadar büken, atletik, yaşıtlarına göre kocaman bir yapıya sahip tam bir yarış atı. Adeta bir biblo. Elle özel çizilmiş, kahramanlar gibi. Hayran gözlerle yarışın başlamasını bekliyor insan. Yarış başlayınca Pyramos'un şaşırtıcılığı devam ediyor. Ön ayaklarını bambaşka atıyor. Olimpiyatlarda kulaç atan yüzücüler gibi... Sanki koşmuyor, çimde yüzüyor. Önce dışarı doğru atıyor adımını, yere basacağı noktada düzeltiyor. Yapısal bir özelliği olduğu kadar atın zekasından kaynaklandığını düşünüyorum. Koştuğunu, yarış içinde olduğunu biliyor. Gücünün farkında ve rakipleriyle adeta oynuyor.

Peki Pyramos ne demek? Mitolojik bir figür, efsane adı olan Pyramos'un betimlenmesine baktığınız zaman Ankara'da koşan Kahraman Ekürisi'nin şampiyon adayı atı Pyramos'a birebir uyuyor: Yaşadığı dönemin en yakışıklısı olan Pyramos...

Ankara'da son olarak II. Elizabeth Koşusu'nu kazanan ve 4'te 4 yapan Pyramos bu yarışında İstanbul'da rakiplerine hakim olan Queen Amidala ve Typhoon Girl'e de hakim oldu. Mesafeye çıkar mı, uzunu yapar mı gibi soruları bir kenara bırakıp bu özel atın yarışlarını izleme keyfini yaşayalım.

Ayakları düz bassın diyeceğim ama önlerini yüzüyormuş gibi dışarıdan dışarıdan attığı için kötü bir temenni olacak Allah sakatlıklardan, kazalardan, nazardan korusun. uzun yıllar başarılarını izleriz umarım.

Şu bir gerçek ki eğer Pyramos'tan 4-5 yıl sonra "şampiyon" olarak bahsedecekse o, orjininin şampiyonu olmayacak, kendisi şampiyon olacak.

19 Eylül 2011

Ayhan Kurşun'un Çöküşü




7 Kasım 2010 tarihinde Umut Yücel'in, bindiği ata yaptıklarını belki hatırlarsınız. Hatırlamayanlar bu linkten haberi okuyup, yarışı izleyebilirler.

Tarihimiz bu sefer 17 Eylül 2011. Yine tarihe not düşmek, bu hareketi unutmamak için yazıyoruz.

Ayhan Kurşun, Ankara'da 6. koşuda Töm isimli safkana yaptıkları ile kendisine güvenen, büyük jokey olacağına inanan pek çok kimseyi hayal kırıklığına uğrattı, yarışseverleri çok sinirlendirdi. Yarış kısmını bırakalım, jokeyliğini geçelim, bir canlıya karşı hem de hiç bir suçu olmayan, kendisine yönelik bir şey yapmayan bu safkana, starta girmeden önce 2-3 kez sert yumruk attı. Bir anlık sinirden dolayı bunu yaptığını düşünmek bile kabul edilemezken, hata yaptığının farkında olmasa gerek! , starting box'a Töm girdikten sonra safkanın başındaki önlüğü alıp safkana yumruk-tokat karışık vurmaya devam etti.

Artık 3 kere üstüste Gazi de kazansa, Ascot'ta turnuva kazansa da, Enternasyonellerde tarih yazsa da, uçşa da, geçse de, süper at binse de benim gibi düşünen yarışsever için bir anlamı yoktur. Bundan sonra Ayhan Kurşun at binmiyormuş gibi davranırım.

Benim gibi pek çok yarışseverin ve at yarışıyla ilgilen kişilerin gözünden kaçan bu olayı gündeme getiren ve zihinlerimize kazınacak bu olaydan haberdar olmamızı sağlayan Hakan Cantınaz abime ve Son Düzlük ekibine teşekkürü bir borç bilirim.

Görüntüleri ben bulamadım, yarış öncesi olduğu için TJK'nın sitesinde de göremiyoruz. Bulabilen, görüntüye ulaşan varsa, bize de aktarabilirse çok seviniriz.

Bu tür olayları bir daha görmemek dileğiyle.

17 Eylül 2011

Kara Kaplı Defter | Veritas - Gladius

16 Eylül 2011
Veliefendi
Kara kaplı deftere yazacağımız ilk at Veritas. Ne kadar gözden kaçar, tabi onu bilemiyorum. Sonuçta dün için 2. oldu. İlk 400'ün 26'yla geçildiği yarışta, önde Fuat Çakar'la kaçmakta olan White Junior'ın sürekli temposunu zorlayan Veritas, 2. 400 metrelik dilimin 22 saniyede geçilmesine sebep oldu. 3. 400'lük dilimi 24 saniye civarında geçen bu ikili yarışın da 1.55.00'in altında bitmesine neden oldu. Bu hızlı tempoya rağmen yarıştan 2. olarak ayrılan Veritas'ı takibe alalım. Dün için Midas Touch'a tempo yüzünden geçildiğini düşünüyorum. Bu gibi gruplarda koşacağı ilk yarışını kazanması muhtemel.
Gladius bugünden aktaracağımız 2. safkan olacak. Yine Yasin Pilavcılar'la yarışa katılan bir safkan, Veritas gibi. Yaklaşık 3 aylık aradan sonra, yeterli olmayan hazırlıkları ile son ayakta start aldı ve son metrelere kadar kazanacakmışçasına koştu. Son metrelerde rakiplerine bayrak çekerek teslim olan Gladius'un bu başarılı koşusunu 'dinçlik yarışı' olarak nitelendirebiliriz. Koşacağı ilk koşusunda, bu yarıştan etkilenebilir. Bu bizleri yanıltmasın. Koşacağı ve hazır gireceği bir sonraki kısa ve orta mesafeli koşusunu kazması normal sonuç olur.

15 Eylül 2011

Enternasyoneller'de Ağır Yaralandık, Ama Şimdi İyiyiz !



Neresinden başlasam, dert yanıyormuş gibi olacak. Ancak 'değişim' diye yanıp tutuştuğumuz Enternasyonel mağlubiyetleri sonrasında, her şeyin sütliman devam etmesi yarışsevere acı veriyor. Daha da kötü olan atçılık için en çok endişe eden kesimin, sektörden herhangi bir pasta payı elde etmiyor olmasına rağmen, yarışseverler olmasıdır. Enternasyonel mağlubiyetleri, tabela at sokamadığımız yarışların ardından Veliefendi'de bulunmanın verdiği avantajla at sahiplerini gözlemleme şansı bulduk.

Her zaman Türkiye'de yarışseverin hakkettiği değeri görmediğini düşünmüşümdür. Enternasyonel yarışların 2. gününde bu kanım iyice güçlendi. Yarışseverlere sadece bahis oynayan kahvehane köşelerinde, ganyan bayilerinde tutunmaya çalışan insanlar olarak görüldü yıllarca. 70'lerdeki 80'lerdeki hatta 90'lardaki filmlerde, özellikle at yarışları ile ilgili olan Kemal Sunal filmleri de bu duruma maalesef katkı sağladı. Asıl problem ise bu tasvirlere sektörün asıl taşların olarak kendini gören TJK elitleri ve bazı at sahiplerinin de inanmış olmasıdır.

Yarışsever hep mi bilinçliydi? Hayır. Bu konuda özellikle çok sevdiğim abim Hakan Cantınaz'ın yaptığı at yarışlarının tahmin dışındaki kısmına önem veren programlar ilerletici etkide bulunmuştur. At yarışları sektörünün kapalılığı, içe dönüklülüğü bu programlar sayesinde çatlamaya başlamıştır. Özellikle internetin kullanımının gelişmesi ve bilginin daha kolay ulaşılabilir olması bu çatırdamaları kırılmaya dönüştürmüştür. Tam anlamıyla şeffaf bir yapıya ulaştığımızı söyleyemeyiz. Ulaşmak imkanlı da olmayabilir. Bununla beraber bilinmesi gerekir ki yarışsever, artık 'eski yarışsever' değil.

Dönelim Enternasyonellere. Mağlubiyetlere yarışseverlerin, çalışanların, hatta sohbet ettiğim bazı güvenlik görevlilerinin bile at sahiplerinden daha çok üzüldüğünü söylemeliyim. Neden peki? Çünkü yarışseverin at yarışlarındaki beklentisi, bazılarının sandığının aksine, sadece bir altılı yakalamak, bir ikili bulmak değildir. Atçılığın ilerlemesini, daha iyi atlar izlemek ister. Ancak bu çok mümkün görülmemektedir. Çünkü sektör mevcut haliyle oturmuş, sistemden pay alanlar değişime karşı çıkar haldedir. Ne de olsa 2 gün yabancıların geriye kalan 363 gün bizlerin!

Atçılığımızın ilerlemesi adına artık şu foallerin %75'e koşması saçmalığından vazgeçilmelidir. ( Bir sonraki değerlendirme yazımızda bu konu üzerinde detaylıca duracağız )Yıllardır uyguladık da ne oldu? Atçılığımız milim yol katetti mi? Böyle giderse yıllarca bekler ondan sonra bir tane iyi çıkan atımız Dubai'de koştuğunda "herkes gördü gücümüzü", "işte atçılığımızın gücü"," Avrupa'dan eksiğimiz yok" benzeri söylemler havada uçar. Bizleri mi kandırmaya çalışıyorlar, yoksa gerçekten kendilerini kandırmaya çalışırken söylediklerine mi inanmaya başlıyorlar bilemiyorum. TJK'nın yaptığı 'aygır açılımları' ile yetinmek yersizdir. Ülkemizde hem aygırlar hem de kısraklar yetersizdir. Her ile, tevzii uğruna hipodrom açılıp, at sayısının niceliksel olarak artması teşvik edildiği sürece atlarımızın niteliğinde en ufak ilerleme olmayacaktır.

Enternasyonel yarışlardan günler öncesinde 30 Ağustos'ta Turk Horse Club forumunda paylaştığımız yazıyla devam edelim:

"Bir hızlı hızlı baktım kayıtlara. Gelen atlar çok parlak olmasa bile bizimkileri sürekli geçip gittikleri, geçen sene tabelaya bile at sokamadığımız sabit. Yine 4 eylül akşamından itibaren, neden atlarımız böyle, neden kaybettik, niye mücadele edemiyoruz gibi serzenişler başlar kanımca. Biz de başlarız tekrar şu faulü niye vermediler, şunlar ne kadar sık koşuyor, o kamçı vurdu, o vurmadı, dereceler iyi çıksın diye çimleri kesti mi, silindir mi geçmiş vs vs. Hedefleri büyük koymakla olmuyor, altını doldurmak lazım. Ben bütün yarışları kaybetmişiz gibi konuşmaya başladım ama malumun ilanını 1 hafta bekleyeceğiz tabi."

İşte durum budur. Enternasyoneller öncesinde sonucun ne olacağı belliydi. Sonrasında ne olacağı da belliydi. İşlerin arapsaçına dönmesi bundandır zaten. Çünkü sektörün Enternasyonel üzüntüsü en fazla 2 gün sürüyor.Bir kişinin çabaları olarak kalacaksa gerçekten, yine de bizler yarışsever olarak elimizden geleni yapmalıyız. Ben eminim bizler, yarışseverler çoğu at sahiplerinden, bazı jokeylerden daha çok üzülüyoruz bu vahim duruma. Pazartesi günü Bursa yarışlarıyla kafalara reset atılıyor ve sonraki Enternasyonel yarışlara kadar her şey yolunda yürüyor. Neden mi? İşte cevap;

TJK her sene kendi çapında "aygır açılımı" yapıp, aygırlarıyla ilgili sağda solda çıkan haberle övünürse ve bunları gerçekten de atçılığımızın gelişmesi yönünde atılan adımlar olarak gördükleri için önce büyük düşünmek gerekiyor. Radikal değişiklikler yapılması gerekiyor. Sonuçta 5 Eylül günü hepsi tekrar içeride mücadele etmeye, anormal paralar kazanmaya devam edecekler. TJK nasıl olsa bol bol ışıklandırma yapıp, her güne çift program koyup hasılat peşinde koşacak. Nasıl olsa çime silindir çıkarıp dereceler iyi diye övünecekler. Ben sektörün bir değişim için yanıp-tutuştuğu konusunda da şüpheliyim. Çoğu kazandığı paraya bakıyor ve ülkedeki pasta onlara fazlasıyla yetiyor.

8 Eylül 2011

Yarışsever Manifestosu vol.2 !




Bu bir, at yarışlarının gelişmesi adına bir kaç öneri sunuş, fikir beyan ediştir.
Sonu asla gelmeyecek, her geçen gün kendini geliştirecek yarışsever manifestosudur !

Madde 1 - At yarışlarında handikap sistemi değişmelidir !

Madde 2 - Yarışlarımızda atlara 'şişme' handikap puanları verilmemelidir!

Madde 3 - Atlardan handikap puanı silme yöntemine son verilmedir !

Madde 4 - Atların başarı durumlar yıl sonunda değerlendirilip, yeni yarış yılına hak ettiği puanla girmesi sağlanmalıdır !

Madde 5 - Handikaperlerin verdiği puanlara itiraz edilememesi maddesi kaldırılmalıdır !

Madde 6 - Her atın çim, kum ve sentetik piste ait handikap puanları ayrı ayrı, ayrı birimler tarafından, gerçeklerle bağdaşır şekilde oluşturulmalıdır !

Madde 7 - Hayatında kum yarış koşmamış bir atın hem çim hem kum handikap puanı aynı olmamalıdır !

Madde 8 - Atların yarışlara katılım şartları değiştirilmedir !

Madde 9 - Şartlı koşularda, yıllık bazlı kazançlara değil, bütün kazanca bakılmalıdır !

Madde 10 - Bir atın 2 yarışının arası, yani modern tabiriyle 'KGS'si en az 7 olmalıdır !

Madde 11 - Bir güne iki yarış programı konulmamalıdır !

Madde 12 - Maiden ve Şartlı 1 yarışlarda sakat, sorunlu atları deklare ederek yarış ikramiyelerini katlama girişimlerinin önü alınmalıdır !

Madde 13 - Yarışlara katılacak atlar, koşulara kayıt oldukları günden itibaren belli aralıklarla muayene edilmelidir !

Madde 14 - Grup yarış kazanmamış olan ve, 100 gün ve daha üzeri gündür start almayan safkanlara apranti bindirilmesi şartı getirilerek aprantilere daha fazla şans yaratılmalıdır !

Madde 15 - Her atın, yarışı kazanma gayesi ile koşması yolunda önlemler alınmalıdır !

Madde 16 - At hazırlama yeri yarış değil, idmandır !

Madde 17 - Yarış görme teriminin at yarışlarına ket vurduğu görülmedir !

Madde 18 - Tüzükteki cezai maddeler uygulanmalıdır !

Madde 19 - TJK bünyesinde yarışsever birimi kurulmalıdır !

Madde 20 - Yarışseverler karar mekanizmalarında söz söyleme yetkisine sahip olmalı !

Madde 21 - Spikerler yarış anlatımlarını bağırarak süslemeye çalışmamalıdır !

Madde 22 - Her yarışta bir kazanan, bir de kaybeden taraf olduğu, yarışseverlerin tepkisinin çekilmemesi gerektiği açıktır !

Madde 23 - Dopingli atın koşulardan men edilmesi, yarışseverin mağduriyetini önleyen bir ceza değildir !

Madde 24 - Dopingli koşan atların mağduriyetini yarışsever de taşımaktadır. TJK dopingli koşan atın ilanını takiben, atın kazandığı fakat geri alınacak ikramiyeyi, ilk, bahsi geçen hipodromda yapılacak, yarış gününde tevziye ilave etmeli ve yarışsevere karşı sorumluluğunu yerine getirmekle yükümlüdür !

Madde 25 - Eğer bir jokey bir ata deklare kilosundan fazla bir ağırlıkla biniyorsa bu durumun mağduriyeti yarışsevere yıkılamaz, atın daha fazla kiloyla avantaj sağladığı iddia edilemez !

Madde 26 - İlgili, deklaresinden 2 kilonun da üzerinde at binen jokey ceza almalı, yarışta derece değişikliği yapılmamalıdır !

Madde 27 - Jokeylerin bir günlük raporlarla at binmemeleri, belli saat kıstaslarına tabi tutulmalı, yarış saati başlarken jokey belirsizlikleri olmamalıdır !

Madde 28 - Protestoların incelenmesi konusunda radikal yenilikler getirilmelidir !

Madde 29 - Protesto inceleme işlemler, teknolojinin de yardımıyla tek merkezde toplanmalıdır !

Madde 30 - Yarış neticesi değiştirilmesinde atın x atı geçip geçemeyeceği üzerine 'güç' odaklı tartışmalardan vazgeçilmelidir !

Madde 31 - Kural kimin kime gücünün yeteceği değil, yarış nizamları çerçevesinde yarışın bitirilmesini emreder. O gün için iyi olan ata, performansı düşük olana faul yapma hakkı verilmemelidir !

Madde 32 - Yarış programlarında hangi koşunun, hangi sırada yer alacağı konusu şeffaf olmalıdır !

Madde 33 - Az at koştuğu gerekçesiyle, şartlı, handikap yarışların olduğu bir yarış gününde kısa vade yarışı altılı ganyan haricinde tutma çabasına artık son verilmelidir !

Madde 34 - Jokeyleri at sahibi olduğu gerçektir. Bu durum inkar edilerek değil, çeşitli çözüm arayışları ile yarışseverin mağduriyetinin önüne geçilmesi şeklinde ilerlemelidir !

Madde 35 - Jokeyler sahibi oldukları atlara, kendileri binmeli, eğer apranti indiriminden yararlanacaksa o koşuda at binmemelidir !

Madde 36 - Koşu sayılarında, koşan at adedinde üstün olan İngilizler lehine değişim yapılmalıdır !

Madde 37 - Yurt dışında doğan safkanların ülkemizde koştuğu yarışlarda ikremiyenin %75'ini alabilmesi atçılığımızın ileri gidememesinin temel engelidir, bu madde kaldırılmalıdır !

Madde 38 - Yurt dışından safkan İngiliz ithali TJK tarafından teşvik edilmelidir!

Madde 39 - Atçılığın ilerlemesi hiç bir zaman 'aygır açılımları' ile olmamıştır, olmayacaktır !

Madde 40 - Enternasyonel Yarışlar tek günde toplanmalıdır !

Madde 41 - Dereceler iyi çıksın diye piste silindir çıkarmaktan, çimleri kesmekten, bariyerle oynamakta vazgeçilmelidir !

Madde 42 - Devlet, arap atı yetiştirme imtiyazından arındırılmalıdır !

Madde 43 - Müşterek Bahis Harici koşma uygulaması geri getirilmeli, bu şekilde koşarak derece yapan atlara ilan edilen ikramiyenin yarısı verilmelidir !

Madde 44 - Tüm yarışlar saatinde başlamalı, bu konuda tüm şehirler İzmir'i örnek almalıdır, tevzi arttırma gayesiyle atları padokta 5 dakika fazla dolaştırmak gibi yöntemlere başvurulmamalıdır !

Madde 45 - Arjantin bandı (çapraz burun bandı) atların performansını etkilemektedir. Deklaresi ve takibi acilen sağlanmalıdır!

7 Eylül 2011

e-bayi TJK | Alternatif Yol Önerisi !

Biliyorsunuz, TJK kendi sitesi üzerinden bahis kabulüne başladı. Fakat kendi sistemini kurmasına rağmen hala bankalar aracılığıyla işlem alıyor sadece. Gerçekten de ganyan bayiine uğrayamayanlar için son derece faydalı bir uygulama online bahis. Fakat ganyan bayiine uğrayabilecekler için ve banka işlemleriyle uğraşmayanlar için alternatif bir kanalın ilave edilmesi lazım bankaların yanına. Bizim de alterantif çözüm yolumuz şu şekilde:


TJK oynatıyorken oyunu neden artık hediye çeki alır gibi ganyan bayiinden "bahis çeki" alınıp oyun oynatılmıyor? Niye bankalar aracılığıyla oynuyoruz. Gidelim alalım bayiden 20-30-100 liralık her neyse, nasıl ki oyun oynayınca elimizdeki bahis kağıtlarında bir seri numarası oluyor, siteden sorgulama da yapabiliyoruz artık, bahsi geçen miktarda parayı ganyan bayiinde fişlettikten sonra hesabımıza o referans numarasını girelim bedel, hesabımıza geçsin. Bir nevi kontür kartı gibi. Para Çekmede de aynı şekilde çekeceğimiz miktarı üyelik hesabımıza girelim, miktara yönelik bir referans kodu verilsin ekrana, biz de o kodla gidip yine ganyan bayiinden paramızı alalım.

5 Eylül 2011

Secretariat'ın Efsane Yarışı





Son Viraj Dönülüyor'un 2 yıl önceki ilk postlarından biriydi Secretariat; http://sonvirajdonuluyor.blogspot.com/2009/06/efsane-secretariat.html

2010 yılının sonlarına doğru filmi vizyona girmişti ve incelemiştik;
http://sonvirajdonuluyor.blogspot.com/2010/09/bir-film-secretariat.html

Öve öve bitiremediğimiz bu muhteşem atın yarışını merak edenler eminim vardır.


İşte efsane atın efsane yarışı: Kırılamaz Rekor.

İyi Seyirler.


2011 Enternasyoneller'de Son Viraj Dönülüyor Başarısı !

İstanbul Koşusu'nda Vanjura'yı tek at olarak öneren,
Anadolu Koşusu'nda 7.50 ganyanla birinciliğe uçan Dordogne'u ilk sırada paylaşan, 10.55'lik Belgian Bill'i üçüncü sırada değerlendiren,
Boğaziçi Koşusu'nda Indian Days'i ikinci sırada önerip, şans sıralamasında Campanologist-Indian Days-Superstition üçlüsünü veren, tek kalemde ilk 3 sırayı sizlere öneren,
Topkapı Koşusu'nda uzun uzadıya, detaylarıyla beraber Musir'i direkt at olarak tavsiye eden,
Son Viraj Dönülüyor'u takip edin. Kaybetmezsiniz.

3 Eylül 2011

2011 Enternasyonel Koşular

2011 Enternasyonel Yarış Festivali'nde yer alan koşularda ülkemize gelecek yabancı atların, performansları, değerlendirmeleri, şansları ve şanslı sıralamalar. Enternasyonel Koşular'a dair her şey bu linklerde. İşte 2011 Enternasyonel Yarışlar ve detayları:
Herkese Bol Şanslar.

2011 Enternasyonel Malazgirt Koşusu

Bu sene açık yarışlarımıza katılacak yabancı arap atları için bir düzenleme getirildi. Bildiğiniz gibi gelen arap atlarına hep yarım kan damgası vurulurdu. Gerçekten de arap atı ırkı saf kalmamış ve çeşitli ülkelerde farklı kıstaslarla koşular yapılagelmiştir. TJK ülkemize gelen arap atlarının soy kütüğünde 4 jenerasyone bilinme zorunluluğu getirdi. Böyle bir nevi filtre uygulaması başlattı. Zira ülkemizde koşan yarım kanlardan bildiğimiz üzere bu tarz atların genellikle baba tarafları belirsiz oluyor, çoğu zaman da babaları, kanı ehlileştirme operasyonu sonrası kayıplara karışıyordu. Bu konuyu çok fazla uzatmadan sonuca gelelim. Bu da eskisi gibi çok ekstra arap atları beklemeyeceğiz. Yani Amer yavruları gelemeyecek! Yine ekstralar gelecek ama tutarak uzak atanlar olmaz.

Hilal Al Zaman ülkemizde geçen sene IFAHR Koşusu'nda start alıp 4. olmuştu. Görünen yarışlarında 1 yıl içinde 7 koşuda koşup 4 grup yarışta kendini gösteren at, 2 birincilik elde etmiş. IFAHR Koşusu'ndan sonra start aldığı 450.000 Euro'luk Grup1 yarışındaki 6.lığı dışında tabeladen düşmeyen Hilal Al Zama tekrar Türkiye'ye gelirken üst düzey forma sahip. Kazandığı 2 yarışın da kısa mesafede olması Enternasyonel koşuda şansını katlıyor. No Risk Al Maury'nin rakibi.

No Risk Al Maury 2 yıl önce ülkemize gelmişti. 2009'da Enternasyonel Malazgirt Koşusu'nda start almış Turbo ve General'ın arkasında 3. olmuştu. Ülkemizden uzak kladığı 2 yıl zarfında 8 start alan ve bunlarda biri G2, biri G1 olmak üzere 4 birincilik elde etti. Dubai'de 2010 martında 170.000 Euro'luk 2000 metre koşuda 2. oldu. 2011 Mart'ında yine Dubai'de aynı koşuya tekrar katılıp bu sefer 3.lük elde etti. İlerleyen yaşına rağmen istikrarlı koşmaya devam eden başarılı atın ülkemizde birincilik mücadelesine katılacağı şüphesizdir. Kendisini tanıyan jokeyi ve son 2 yılda koştuğu 3 adet 1600 metre startını da kazanarak mesafem bu diyen at koşunun bir numaralı favorisi. Kazanma ihtimali yüksek.

Burning Fancy kariyerine ABD'de start aldığı 4 yarışta 4 birincilik alarak başladı. Daha sonra İngiltere, Fransa ve Dubai pistlerinde önemli yarışlara katıldı. 4'lülüğünde 3 adet Grup 1 koşu koşup, tabela yapamayan Burning fancy daha sonra 13 Ekim 2010'da Linfield'da 5.000 Euro birincilik ikramyeli G3 koşuda birinci oldu. 2011 yılına Şubat'ta Doha'da koştuğu 95.000 Euroluk Grup1 koşudaki 8.liği ile başlayan at, 5 ay ara verdikten sonra 2000 metre çim pistte Newbury'de G1 yarışta 3. oldu. 19.000 biricilik ikramiyesi olan bu koşusundan sonra ülkemize gelen Burning Fancy'nin avantajı 5 yaşında olması. Diğer 2 rakibinin biraz arkasında kalmasına rağmen şans verilmesi gerekiyor.


2 Eylül 2011

2011 Enternasyonel Topkapı Koşusu Değerlendirmesi

Göz bebeği diyoruz. Boğaziçi ve Topkapı. 1991'den beri koşulan bu iki önemli enternasyonel yarıştan diğeri de Enternasyonel Topkapı Koşusu. Biz de bu önemlki koşuda yurt dışında yarışa katılacak yabancı atları, rakipleri inceleyelim.

Dream Eater'la başlıyoruz yolculuğa. Tanıdık bir isim. 2 senedir geliyor Topkapı Koşusu'na. 2009 ve 2010 yıllarında bu önemli koşuda 2 kez 2'lik elde eden ve 2 yarışta da Pressing'e çarğılan safkan bu sefer tatlı belasından kurtuldu. Pressing olmadan giriyor koşuya. Toplamda 620.000 Euro kazancı olan 6 yaşındaki safkan 32 yarışında 3 kez kazanmış. Buna ek olarak henüz Grup yarışlarda birinciliği mevcut değil. Yine de önemli yarışlarda tabela başarıları safkanı şanssız olarak nitelendirme şansımızı ortadan kaldırıyor. Her şeye rağmen yarış kazanma özelliği düşük olması nedeniyle benim arka sırada şans vereceğim bir isim.

Indomito kariyerinde 19 yarış koşup, 3 birincilik elde edip 49.000 Euro kazanç yapmış. Düşük kazanma oranıyla beraber 8 adet grup koşuda koşup Grup 3 koşularda 3.lük ve 4.lük, Grup 2 yarışta 4.lük elde etmiş. Topkapı Koşusu'nu kazanırsa büyük bir sürpriza imza atmış olur.

Invisible Man geçen sene ülkemize bu koşu için gelmiş ve birinci Pressing yaklaşık 1 saniye arkasında 6. olarak ayrılmıştı. Toplam 137.000 Euro kazancı olan safkan, en son Haziran 2010'da Ascot'ta 62.000 Euro'luk yarışı kazandı. 2011 Topkapı Koşusu'na gelirken son 4 yarışında handikap ve class 2, class 3 yarışlar koştu. 15 Haziranda Ascot'ta 62.000 Euro birincilik ikramiyesi olan handikap yarışta 3.lük elde ederken başarısının arkası gelecek izlenimi vermiş fakat 6.000 ve 12.000 Euroluk class koşularda 2. olurken, son yarışında 18 Ağustos'ta 18 atta 15. oldu. Ben Godolphin Ekürisi'nin Enternasyonel Yarışlara gelirken pakete kattıkları bir at olarak görüyorum. Bu sene de tabela mücadelesi verir.

Vagabond Shoes İrlanda yetiştirmesi bir safkan. 4 yaşında, 6 yarış koşmuş, 67.000 Euro kazancı var. 2010'da 2 koşusunu gördüğümüz, 4'lülüğünde 12 Haziran ve 16 Temmuz'da 2 adet G3 koşu koşmuş ikisi de 35.000 Euro birincilik ikramiyeli olmak üzere önce 2. sonra 1.lik elde etti. Buraya formda geldiği açık. Gücü rakiplerine yeter mi? Bir kısmına yeteceği kesin ancak Musır'dan bahsettikten sonra kafamızda şansı netleşecektir.

Musir'i en sona bıraktık. Bu sene Enternasyonel Yarışlar'a gelecek olan flaş safkan. 118 handikap puanı ülkemize gelen safkanlar için üst çıta gibi duruyor. 11 yarış koşan 5 kez birincilik, 3 kez ikincilik, 2 kez üçüncülük yapan Musir, Dubai Meydan Hipodromu'nun gediklilerinden. 27 Mart 2010'da Dubai'de koştuğu 740.000 Euro birincilik ödülü ola Grup 2 koşuda birinciliğe uzanan safkanın kariyer kazancı 1 milyon euronun üzerinde. Bu seneki en dikkat çeken yarışı 26 Mart'ta Meydan Hipodromu'nda koştuğu Grup 1, 3.500.000 Euro birincilik ikramiyesi olan koşuda 12/1 erken bahis oranıyla plaseler arasında şans bulup, yakın ara 7. oldu. 25. Mayıs 2011'de Hong Kong'da koştuğu 560.000 Euro' birincilik ikramiyeli G1 yarışında 1 boydan az bir farkla 3. kaldı. Bu koşusu ardından yaklaşık 3 ay ara veren, fakat ülkemize gelmeden önce 13 Ağustos'ta Newbury'de G2 yarışta 3. olup yarış gören safkan için daha pek çok şey yazılabilir, methiyeler sıralanabilir. Safkan yarışın 1 numaralı favorisi. Kendisiyle 7 yarış beraber koşan jokeyinin kendisini tanıdığını ve uyumlu olduğunu görüyoruz. Bu avantajı olmasa dahi sürdirek bir safkan. Büyük konuşmak at yarışlarında zor ve tehlikelidir fakat Musir'in pazar günü geçilmesi için ekstra şeyler olması gerekiyor.
Şanslı sıralamada Musir tek başına yer alıyor.

2011 Enternasyonel Boğaziçi Koşusu Değerlendirmesi

En son 2008'de Inspector ile kazandığımız, geçen sene ilk 5'e at sokamadığımız, 1991'den beri yapılagelen, Enternasyonel Yarışlarımızın 2 gözbebeğinden biri olan Boğaziçi Koşusu'nu 4 Eylül Pazar akşamı 21. kez düzenleyeceğiz.

Afsare 1 numarayla koşuya katılacak olup, Büyük Britanya menşeilidir. Toplam 8 kez start alan Afsare'nin 2 tane G3 1 tane de G2 yarışı vardır. En önemli başarısı 17 Haziran 2010'sa Ascot'ta katılıp kazandığı yaklaşık 30.000 Euro'luk Listed yarıştır. Katıldığı G3 koşularda ilk 4'e giremezken, ülkemize gelmeden önceki durağı olan New Market'ta katıldığı aynı zamanda Campanologist'in ve Dordogne'nin de katılmış olduğu G2 yarışta ülkemizde haftasonu start alacak bu iki ismi geride bırakarak başarılı bir 4.lük elde etti. Bu koşusuna 6/1'lik erken bahis oranıyla 4. şanslı sırada girip 4. olan Afsare'nin önceki 7 yarışında binen jokeyi K. Fallon ile ve mevcut form durumuyla üst sıralara göz kırpabilir. Safkanın toplam kazancı 65.000 Euro.

Campanologist yurt dışı yarışlarla ufak dahi olsa ilgilenenlerin tanıyacağı bir isim. Ülkemizde aygırlık kariyerine flaş bir başlangıç yapan Okawango'nun baba kardeşi olan Campanologist 6 yaşında. 31 yarışta 9 kez birinciliğe uzanan ve 700.000 Euro'ya yakın kazancı bulunan safkan ülkemize iddialı geliyor. 2007 Ağustosunda start aldığı ilk yarışta maidendan çıkan kalite safkan 9 kez Grup 3 koşu bunlarda bir kez 4. üç kez 3. iki kez 2. ve 2bir kez 1. oldu. 9 kez G2 koşuya katılan Campanologist 2 birincilik elde etti. 9 kez de g1 yarışlarda boy gösteren safkan biri 88.000 Euro, diğeri 79.000 Euro birincilik ikrameyis olan 2 birinciliğe imzasını attı. 2 grup1 birinciliği de 2010 yılında olan başarılı safkanın 2011 yılında henüz birinciliği yok. 2011'e 30 Nisan'da çıktığı Grup2 yarışta bugünkü rakibi Indıan Days'in de katılıp 3. olduğu yarıştan 4. olarak başladı. Goodwood'da katılmış olduğu 29 Temmuz tarihli G3 koşuda 10 at içinde 10. olarak hayal kırıklığı yaratan safkanın geçen seneki performansını bu yıl henüz gösteremediği söyleyebiliriz. Bununla beraber 22 Mayıs 2011'de İrlanda'da katıldığı ve So You Think'in ağır favori olarak girdiği Grup 2 mücadelen 4.5 boy farkla 2. ayrıldığını ilave etmeliyiz. 112.000 Euro birincilik ikramiyesi olan koşudaki başarısını sonraki yarışlarına taşıyamadığını söylesek yanlış olmaz. Ancak 5. olduğu 2 grup2 koşuda da erken bahis oranlarında gerilerde tutulması rakiplerinin güçlülüğüne yorumlanabilir. Her şeye rağmen parlak kariyeri ve kendisiyle pek çok yarışıa katılan dünyaca ünlü jokeyi Dettori ile yarışın favorisi olacakmış gibi duruyor.

Halicarnassus'u ne kadar misafir diye tanıtabiliriz, biraz şüpheli. 2009 Boğaziçi Koşusu galibi, 2010 yılı 4.sü safkanı Karataş aile satın aldı. 2011 yılında 11 kez koşan safkan ağırlıklı olarak (9 kez) hansikap yarışlarda boy göstererek emekli olacağı 2011 Enternasyonel Boğaziçi Koşusu'na kadar yıpranmadan, diri tutulmak istenmiş gibi. Atman formasıyla izleyeceğimiz safkanın aygırlık kariyerini merakla bekliyoruz. Ben yarışta boy göstereceğini pek düşünmüyorum.

Indian Days yarışa son şampiyon olarak çıkıyor. Geçen sene yumuşak pistte 12 liralık ganyanla sürpriz bir birinciliğe imza atan safkan Sri Putra, Buzzword gibi iki kalite ismi geçmişti. Ülkemizde kazandıktan sonra 4 Grup 1, 2 Grup 3 ve 1 tane Grup 2 yarış olmak üzere toplam 7 yarış koşan safkan 28.000 Euro'luk Grup 3 zaferine ve 45.000 Euro'luk Grup 2 yarışta Campanologist'in önünde 3lüğe imza attı. Tıpkı Campanologist gibi Goodwood'da katılmış olduğu 29 Temmuz tarihli G3 koşuda 10 at içinde 9. oldu. Erken bahis oranı o yarış için 1'e 20 olan (Campanologist'in 1'e 9du) safkanın 3 ve 26 Haziran'da çok sürpriz girdiği G1 yarışlarda 5 at içinde 5. olmuş. Toplam kazancı 370.000 Euro olan Indian Days yarışa Campanologist'in direkt rakibi olarak giriyor.

Supersition 2011 Enternasyonel Boğaziçi Koşusu'da değerlendireceğimiz son safkan. Kariyerinde toplam 127.000 Euro kazancı olan ve 16 yarışa katılan Supersition 1'i listed olmak üzere 3 birincilik elde etti. 2 Grup 3, 1 Grup 2, bir tane de Grup 1 koşusu mevcut. Son koşusu olan 86.000 Euroluk Grup 1 yarışta 39/1'lik erken bahis oranıyla sürpriz bir yarış çıkarıp 3. oldu. Pazar günü de kendisine şans yaratmaya çalışacak.

Şanslı sıralama Campanologist, Indian Days, Supersition şeklinde.

Enternasyonel Anadolu Koşusu 2011

Eski adıyla Enternasyonel şimdiki popüler adıyla uluslararası yarış festivalinin ilk gününde son açık yarışı oluşturan Anadolu Koşusu'nu değerlendirmeye başlayalım.

İlk inceleyeceğimiz safkan Amfitryon. İnternet üzerinden bilgilerine ulaştığımız kadarıyla safkanın önemli bir yarışı görülmemekte. Markopolo pistinde çıktığını gördüğümüz yarışlarında zaman zaman birincilikleri olsa da performansının hem detayına inemiyor olmamız hem de mevcut yarışlarının zayıf olması itibariyle ülkemizde fazla ilgi göreceğini ve şans bulacağını söylemek güç.

Emirates Champion ülkemize ilk kez gelecek atlardan biri. 5 yaşlı Haafd temsilcisi olan safkan (ki bu ismi ülkemiz temsilcileri Lily of the Valley ve Alania'dan tanıyoruz) katıldığı daha doğrusu bizim gördüğümüz 9 yarışında 5 birincilik elde etmiş. Her ne kadar kağıt üzerinde handikap yarışlarda başarılı oluyormuş gibi görülse de bu yarışların içinde Dubai Meydan hipodromunda olanlar var. 17 Şubat ve 10 Mart 2011 tarihlerinde Meydan Hipodromu'nda çıktığı 2 handikap yarışı, ki biri 60.000 diğeri 70.000 Euro ikramiyeli, kazanmış. Ülkemize de formda gelen safkanın iddialı geldiği ve başarılı olacağını söylemek güç zor değil. Benim tahminimde 2. şanslı isim olarak ön plana çıkıyor.

Belgian Bill yarış hayatında 9 koşu koşmuş ve 2 birincilik elde etmiş. Handikap yarışlarda zaman zaman başarılı koşan örneğin Ascot'ta Haziran 2011'de, 63.000 Euroluk handikap yarışta 4. olan safkan daha sonra koştuğu 8.000 Euro'luk yarışta 3. olmuş. İstikrarlı olarak nitelendiremeyiz safkanı. Ülkemize 18 Ağustos'ta koştuğu 23.000 Euro'luk Listed koşudaki 4.lüğü ardından gelen Belgian Bill'in tamamen şanssız olacağını söylemek yanlış olur. Fakat gelen rakiplerine göre bir adım geride olduğunu söylemeliyiz.

Dordogne bu yarışta ülkemize gelen, tanıacağımız son fakat en çok parlayan safkan. Belgian Bill'le beraber yarışa katılacak 2 3 yaşlı safkandan biri olan Dordogne kısa yarış hayatına rağmen başaırılı işlere imza atmış. Eylül 2010'da koşu hayatına başlayan Dordogne ilk yarışında maiden'a veda etmiş. 13 Mayıs 2011'de New Market'da katıldığı listed yarışını birincilikle sonuçlandıran safkan, Lingfield'de 7 Mayıs'ta katıldığı Grup 3 yarışında da birinciliğe uzanmış. Daha önce Frankie Dettori, Neil Callan, Kieren Fallon gibi ünlü jokeylerle koşulara katılan Dordogne bu yarışına İstanbul'daki Enternasyoneller'de %100 ilk-iki oranına sahip jokey Alan Munro ile katılıyor. Son yarışında Newmarket'ta Grup 2 bir yarışta yaşça büyüklerine karşı mücadele veren ve 2011 Boğaziçi Koşusu'na katılacak olan Campanologist'in 5. olarak tamamladığı yarışta hemen arkasında 6. olan Dordogne'nin Enternasyonel Anadolu Koşusu'na favori olarak girdiğini söyleyebiliriz. Son yarışında Campanologist ile aynı erkan bahis oranına sahip olduğunu da ekleyelim(10/1).

Ülkemize gelen 4 safkan içinde şanslı sıralama Dordogne, Emirates Champion, Belgian Bill şeklinde.

1 Eylül 2011

Enternasyonel IFAHR Koşusu Değerlendirmesi - 2011

Yarışın ikramiyesi ile lafa başlayalım. 2007'de 100.000 liralık birincilik ikramiyesi ile başlayan IFAHR Koşusu'nda 2009'da 150.000 liralık ikramiye ile zirve yaparken bu seneki ikramiye 45.000 lira. Ülkemizde normal kısa vade yarışlara bile bu ikramiye verilirken G2 yarışa hem de Enternasyel nitelik taşıyan bu yarışa bu ikramiye biraz komik, düşündürücü ve acı verici.

Eğer denirse ki, bu yarışlara yıllarda yarım kanlar hata "3 çeyrek" kanlar geliyor, e o zaman onların yarışa iştirak etmesinin önünü alacaksın. Pedigrilerinde soy kütüğünün kaç jenerasyon bilinmesi gerekliliğinin altını çizeceksin. Bu düzenleme bu sene yapıldığına göre neden acaba bu komik ikramiye söz konusu? Fikri olanların görüşlerini bekliyorum.

Periander yurt dışında özellikle Emirlikler'de grup yarışlar koşan zaman zaman başarı lde eden bir at. Fakat rakipleri daha güçlü.

Theoretically hatırlanacağı üzere geçen sene Enternasyonel IFAHR Koşusu'nu kazanmış fakat protesto sonucu 2.liğe alınmıştı. 2011 yılında 3 yarış koşan ve en son Newburry'de 2000 metrelik Grup 1 yarışta 6. olan Theo, geçen sene ulaşamadığı birinciliği geri almak isteyecektir ve buna yakındır.

Forgehill Cosaque ulaşabildiğimiz 5 yarışı ile ön plana çıkan atlardan. Özellikle 2010 yılı sonunda koştuğu 2000 metre ve 100.000 Euroluk yarıştaki 3.lüğü, yine ülkemize gelmeden önce Ascot'ta koştuğu baba kardeşi Kiss de Ghazal'ın kazandığı Grup 1 koşudaki 4.lüğü ile iyi bir at olduğunu bizlere gösteriyor. Theoreticallt'nin iki rakibinden birincisidir.

Rasikh bu koşuda değerlendireceğimiz son misafir. 8 yarışını görebildiğimiz Rasikh tüm bu koşularını Fransa'da koşmuş. Genellikle uzun mesafelerde koşan Rasikh 10.000 ve 12.000 Euro'luk toplam 4 yarış kazanmış, 3'lülüğünde 2 tane 50.000 Euroluk G1 koşuda 2. ve 4. olmuş. Görünen 8 yarışında ilk 4'ten düşmeyen Rasihk'in ülkemizde ne kadar tutulacağını kestirmek zor. Fakat istikrarlı ve kazanma alışkanlığına sahip atın Forgehill Cosaque ile birlikte Theo'nun rakibi olacağı kanısındayım.

Her ne kadar ikramiye düşük olsa da yine gelen atların ülkemiz atlarına üstünlük sağlamasının normal olduğu düşüncesindeyim.



Enternasyonel İstanbul Koşusu Değerlendirmesi - 2011

Geçen seneki yarışta ilk 5'e at sokamadığımız, hayal kırıklığıyla ile sonuçlanan Enternasyonel Yarışlar'ın bu sene ilk ayağını oluşturacak olan İstanbul Koşusu'nda misafir rakiplere bir göz atalım. 2011 Enternasyonel İstanbul Koşusu'na gelen yabancı atların değerlendirmeleri ile festivale ilk adımı atıyoruz.


Öncelikle şunu belirtmek lazım. Yurt dışından gelen atların tüm yarış bilgilerine ulaşmak çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Yani bir atın 5 yarışını biz görüyoruz diye o at 5 yarış koşmuş olmayabilir.

Antara ile başlayalım. 16 yarışını gördüğümüz safkanın toplamda 7 birinciliği var. Bunlardan 3 tanesi G3. Grup 2 ve Grup 1 yarışlarda da 2.lik ve 3.lükleri olan Antara mesafeye yatkınlığı da üst düzeyde. Platini adlı aygırın temsilcisi olan Antara'nın baba kardeşlerinden Kings Boy ülkemizde 2000 ve 2001 yıllarında Boğaziçi Koşusu'nda start alıp bir 1.clik bir 2.lik elde etmişti. Meşhur Godolphin Ekürisi'nin İstanbul Koşusundaki temsilcisinin şansı yüksek. Aradan sonra koştuğu ilk yarışını kazanan, sonraki yarışında muhtemelen bu aradan etkilenen Antara ülkemizde son yarışından daha iyi koşacaktır.

Music Show bu koşuya jokey avantakıyla başlıyor desek yanlış olmaz. A. Munro ülkemizde 2009 ve 2010 yıllarında geldi katıldığı 5 Enternasyonel yarışta 3 birinciliğe imza attı. %60 gibi muazzam bir kazanma oranına sahip jokeyin diğer 2 yarışta da 2. olduğunu görünce %100'lük ilk iki oranına ulaşıyoruz. Safkan 2011 yılında 3 tane G2 koşu koşmuş ve 2 kez 4. olmuş. Kariyerinde G1 birinciliği de olan Music Show 3 yaşındayken hep büyüklerine karşı başarılı mücadeleler vermiş. 4'lülüğünde daha da iyi koşmamamsı için bir neden yok. Koşunun bir diğer iddialı ismi.

Rockatella kariyerinde 2 listed birinciliği olan 4 yaşlı bir safkan. Grup yarışlarda tabelaları olan safkanın 10 Temmuz'da yine bu yarışta start alacak olan Vanjura'nın arkasında 2.liği bulunmakta. Diğer rakiplerinin biraz gerisinde kalsa da bu tür safkanların sürpriz performanslara imza attığı da göz ardı edilmemeli.

Rudolph Schmidt ise hakkında fazla bir bilgi edemediğimiz atlardan biri. Son yarışı 2009'da katıldığı Class-6 bir koşu olarak görülüyor. Yeni bilgilere ulaşabilirsek ilave ederiz. Bu tabloda şansının minimum olduğunu söyleyebiliriz.

Rhythm Of Light ise hakkında verilere ulaşıp, düşük şans verdiğimiz safkanlardan. Görünen 9 yarışında 3 birincilik almasına rağmen bunlardan biri maiden diğer ikisi handikap yarış birinciliği. 12 Ağustos'ta katıldığı G3 yarıştaki 3.lüğü sonrası ülkemize gelen safkanın rakiplerine diş geçirmesi zor.

Geçen seneki Enternasyonel İstanbul Koşusu'na 3 yaşlı olmasına rağmen favori giren ve ihtişamlı bir birinciliğe imza atan Vanjura bu sene aynı koşuya tekrar geliyor. Ülkemizden kazandığı yarıştan sonra 5 yarış daha koşan 1'i listed, 1'i Grup 3 olmak üzere 2 birincilik elde eden , G2 yarışta 2.lik katıldığı Grup1 yarışta 2. lik ve son olarak katıldığı ve muhteşem safkan Goldikova'nın kazandığı 150.000 Euro birincilik ödülü olan Grup 1 yarışta 6.lık elde etme başarısı gösteren Vanjura, geçen sene birlikte katıldığı jokeyi ve 4'lü olma üstünlüğü ile yarışın tartışması bir numaralı favorisi.

Veliefendi Notları

-Saraycan sentetikteki 2. yarışını daha iyi koşar.

-Anatoly yarışı jokeylerin tempo koşullarında insiyatif almadığını Müdür'ün ikinciliği ile kanıtladı.

-Çubukçu bugünkü birinciliği ile bence, önceki iki yarışını jokey hatalarıyla kaybettiğini gösterdi.

-Mayan'ın peşini bıraktım. Special King ilk yarışını kazanır.
Related Posts with Thumbnails